Cumartesi, Eylül 6, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Kendi doğal yaşam alanlarının dışında gelişen ve ekosistemdeki flora ve fauna dengesini bozan hayvanlar, bitkiler, patojenler, mantarlar ve insanlara istilacı tür denir.

Yukarıdaki bilimsel cümlenin içinde bulunan sondan 4. kelimeyi ben montajladım. Bence antropoloji bilimi, insanla ilgili yaptığı tariflere istilacı bir tür olduğu durumunu da eklemeli hatta öncelemeli..

Batıl söylemlerin içinde de eşref-i mahlûkat yani yaratılmışların en şereflisi ifadesiyle tanımlamasıyla yer bulan insan, yaptıklarıyla gezegenin tüm dengesini bozan tek canlı..

Şerefli insan kelimesinin TDK’da ki karşılığı; kişinin onurlu, haysiyetli ve erdemli bir insan” olarak ifade edilmiş.

Peki şereflisi olan insanın şerefsizi yok mu? Bu soru günümüzde çok tehlikeli..

Kullanıldığında Türk Ceza Kanunu, madde 125/1’e göre; üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılabilecek bir suç oluşturuyor.

Bunun yanında TCK şerefsiz insan kelimesini hangi durumlarda kullanılabileceğini ifade etmiyor.

Halbuki durum; yaklaşık 2 Bin yıl önce Roma hukukunda, infamia kelimesiyle ifade edilmiş. İnfamia, in: değil – fama: itibar / kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş.. Anlamı da; itibarı olmayanitibarsız insan demektir.

Bu cezaya çarptırılan insanlar; hayatının geri kalan bölümünde kamu hizmetlerinde görev alamayan, seçme ve seçilme haklarını yitirmiş olan kişilerdi. Başka bir deyişle; bir Roma vatandaşının yararlandığı yasal korumalardan ve toplumdan resmi olarak dışlanmasıydı..

Benim bu yazıda kullandığım infamia kelimesi tıpkı Roma’da yaşayan türlerine benzeyen insanala için kullandığım

Roma’da yaşayan kendine ait olmayan değerlerin üzerine çöken, haksız hukuksuz maddi-manevi güç devşiren ve kamunun gücünü bireysel zenginleşmesine alet edenlerin tamamına..

Yani ağır bir suçtu ve yasal veya sosyal statü kaybıydı

 

 

.

Hayırdır yazar neyin var diyenleri duyar gibi oldum.

 

ve gezegene hükmetme hastalığı zirve yaptı.

Teknolojik ve sosyolojik gelişmeyi yakalayan; insanların, toplumların, milletlerin ve devletlerin hayatın doğal akışı içinde bulundukları ailelerine,

Bunu hemen

 

Yükümlülük altına giren, taahhüt eden, toplumsal ve siyasal bir eylemin içinde yer alarak organik bir bağ içerisine giren

İçinde bulunulan durum ne kadar sıkıntılı olursa olsun işlerimizi en iyi şekilde yapmak zorundayız.

Mustafa Kemal Atatürk’ün vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.

Bu sözü bize vatanseverliğin duygusal bir bağ olmasının yanında, sorumluluk gerektiren bir eylem olduğunu da hatırlatıyor.

 

Arena Haber
Arena Haber
Bodrum'un Güncel, İlkeli ve Güvenilir Haber Sitesi...

Popüler Haberler