Cuma, Haziran 27, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Sokakta Bir Köpek Vardı: Cezanın Anatomisi ve Vicdanın Çöküşü

Bodrum Belediyesi’ne kesilen 100 milyon TL’lik sokak hayvanları cezası, yalnızca idari bir karar değil, AKP iktidarının otoriter zihniyetinin küçük ama çok şey anlatan bir yansımasıdır. Bu ceza, hayvanı değil; kamuyu, yereli, doğayı, vicdanı ve dayanışmayı hedef almıştır.

Belediye ne yaptı? Kısırlaştırılmış, tedavi edilmiş 685 hayvanı, yaşadıkları doğal çevreye bıraktı. Yani olması gerekeni yaptı. Fakat iktidarın yaklaşımı, doğayı sterilize etme, canlıyı kontrol altına alma ve toplumsal vicdanı susturma üzerine kurulu. Tıpkı sokakları kamerayla izleyip, meydanları barikatlarla çeviren zihniyet gibi: Hayvanı da kafese kapatmadan huzur bulamıyorlar.

Bu sadece bir “kanuna aykırılık” gerekçesi değil, ideolojik bir tercihtir. Çünkü AKP zihniyeti; doğayı, sokağı, yereli, özgür olanı tehdit olarak görür. Belediyelerin halkçı uygulamalarını cezalandırmak, özellikle de CHP’li belediyelere sistematik yaptırımlar uygulamak, bu iktidarın refleksidir. Bu ceza da bu refleksin bir devamıdır.

Hayvan hakları savunucuları ve modern dünyadaki uygulamalar, açıkça gösteriyor ki: hayvan barınakları son çare olmalı, hayvanlar kısırlaştırılarak ve kontrollü bir şekilde sokaklarda yaşamalıdır.

Avrupa’da terk edilen hayvan sahiplerine ceza varken, bizde doğal popülasyon sonucu sokakta yaşatana ceza veriliyor. Bu ters düzende sadece hayvanlar değil, toplumsal akıl ve vicdan da haksız bir yargı ve cezaya maruz kalıyor.

Bu cezanın zamanlaması da manidardır. Bodrum Belediyesi ekonomik olarak zor durumda. Arsa satışlarıyla borç çevirmeye çalışan bir belediyeye bu cezanın kesilmesi, iktidarın yerel yönetimlere yönelik baskı politikasının ekonomik bir sopa haline geldiğini de göstermektedir. Bir yandan merkezi ödenekler kesiliyor, diğer yandan astronomik cezalarla yerel yönetimlerin işlevsizleşmesi hedefleniyor.

Ve biz susarsak, sadece sokaktaki köpeğe değil,
Yerel demokrasiyi,
Toplumsal vicdanı,
Doğal yaşamı kaybederiz.

Bu olay bize şunu gösteriyor: AKP’nin yönettiği Türkiye’de vicdan, hukuk, çevre, hayvan hakları, yerel irade; hepsi, merkezi iktidarın tahakküm aracına dönüştürülmüştür. Bir belediyenin sokak hayvanına duyduğu şefkat bile suç sayılıyorsa, artık mesele sadece bir hayvan meselesi değildir.

Bu, rejimin ruhuna dair bir mesele halini almıştır. Ve bu ruh, ne yazık ki adalet değil, ceza kesiyor; yaşatmak değil, kapatmak istiyor.

Popüler Haberler