Cuma, Nisan 18, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Acı Ot Festivali İle Geleceğe…

Bugün sizlerle, duyduğum/gördüğüm/bildiğim ilginç kent festivallerinden bahsetmek istiyorum. Şamata ve saçmalık deyip geçmeyin kent ekonomilerine olan etkileri saymakla bitmez. Bu tür etkinlikler, kutlamadan daha fazlasıdır. Kentin kamusal alanlarına yeni bir soluk getiren, toplum katılımını teşvik eden ve yerel ekonomileri canlandıran kentsel dönüşüm araçlarıdır. Geçici yapılardan yenilikçi kamusal alan tasarımlarına kadar festivallerin mimari unsurları, bu dönüştürücü etkinin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynar.

Dünyada festivaller yüzyıllardır kutlanmaktadır. Genellikle dini ritüellere, tarımsal dönem döngülerine ya da tarihi olaylara dayanmaktadır. Festivallerin en önemli argümanı, sahnenin kentin kendisi olmasıdır. Dolayısıyla da yapıldığı kentin sokakları, kuytuları, meydanları bu sayede yeniden şekillenir ve yaşama katılır. Esasında kentin belli bölgelerinin yeniden canlandırılması için bir fırsattır. Geçici yapılan yapılar, kamusal alanların farklı nitelikte kullanımına yönelik yaratıcı çözümler, kentin en önemli kazanımlarıdır. Hatta bu kazanımlar çoğu kere kalıcı da olabilir ve kentsel yenilemeyi mümkün kılar.

Festivallerin, yerel folklorik unsurları harekete geçirmesi, ortaklaşa yapılan heyecanlı düzenlemelerle  kent halkının kaynaşması ve kentiyle gurur duyması, yeni istihdam alanlarının yaratılması, yerel ekonomiye can suyu olması gibi güzel taraflarını saymaya bile gerek yok sanırım.

Dünyada çok sayıda enteresan festivaller var. Tayland’da her yıl ay tutulmasının yaşandığı gecede “Loy Krathong” festivalinden başka, İspanya’nın kırsal bölgelerinde düzenlenen “Bebek Üstünden Atlama Festivali”, Finlandiya’da yapılan “Eş Taşıma Festivali”, Avustralya’da düzenlenen “Tunarama Festivali” (ton balığı fırlatma yarışmaları), Meksika’da düzenlenen “Turp Gecesi Festivali”, İspanya’da yapılan “Domates Atma Festivali” gibi enteresan festivaller, çok önemli turizm geliri oluşturuyor. Amerika’daki “Burning Man”, Almanya’daki “Oktoberfest”, “Venedik Karnavalı”, “Rio Karnavalı” gibi olanlar, zaten ciddi ekonomiler oluşturmuş durumda.

Türkiye’de de var merak etmeyin. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2021 yılından itibaren başlayan ve her yıl gelişerek turizm deneyimlerini güçlendiren “Kültür Yolu Festivali” dün itibariyle Adana’da başladı. “Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı” ile renklenecek festival etkinliklerinin Adana’da nasıl güzel bir atmosfer yaratacağını tahmin etmek zor değil. Kültür Yolu Festivali sadece Adana ile sınırlı değil, çok sayıda kentteki festivalleri içeren bir zincir şeklinde düzenleniyor. Zalimcan belki gider de bize anılarını anlatır.

İşte şimdi Bodrum’un yapacağı en önemli işlerden birisi de, Bodrum’un “Acı Ot Festivali”ni, “Deve Güreşleri”ni, “Bitez Mandalin Festivali”ni, Kültür Yolu Festivali kapsamına aldırmaktır. Ahmet ARAS’ın takdir edilecek en önemli icraatlarından birisi olan, dün ve bugün yaşadığımız Acı Ot Festivali ve yöremizin geleneği olan Deve Güreşleri, can çekişmesine rağmen Bodrum’u hala simgeleyen Mandalin Festivalini, uluslararası niteliğe dönüşecek içeriklerle turizm vitrinine çıkarsak kazanan hepimiz oluruz. Ama içeriklerine profesyonel dokunuşların olması kaçınılmaz tabi. Örneğin deve güreşi arenasının kenarında yakılan mangal ve kurulan çilingir sofralarının yerine başka yerel öğeler yerleştirilebilir. Kızmayın sakın. Rakının içileceği sohbet sofraları ve ritüelleri, bambaşka bir festival konusu olacak kadar zengin ve güzeldir.

Sahi onca fuarlara gidip Bodrum’u tanıtırken, bu geleneksel değerlerimizi, müstakbel misafirlerimize anlatıyor muyuz acaba? Bir de artık akın akın gelecek misafirlerimize, kusursuz bir Bodrum deneyimi yaşatmaya hazır mıyız? Bak yaz kapımızı çalıyor, benden söylemesi..

Popüler Haberler