Gazeteciler, yayın yönetmenleri, yazarlar, muhabirler, editörler yani bir gazeteyi oluşturan tüm girdiler, taraftır.
Taraftır derken?
Ne, ne zaman, neden, nerede, nasıl ve kim için? Kısacası 5N1K üzerinden; yapılan haberler yazılan köşe yazıları, yapılan yorumlar, sorulan sorular neye taraftır neye taraf olmalıdır.
Cevabı kuşkusuz kamuya olmalı! Maalesef ki, bu cevabı verebilmek istisnalarının dışında çok da mümkün değil bugünlerde..
Oysa ki etik değerlerle ayakta kalması gereken tek sektör ve mecranın basın dünyası olması gerekmez mi?
Bana göre kesinlikle evet.. Basın; kötüleşen ve bozulmaya yüz tutan her şeyi iyileştirecek ve düzeltecek teknik servis niteliğindedir varlığı gereği..
Ülkemizde son yıllarda yaşanan sosyal çürüme, son hızla meçhule doğru koşarken önünde durabilecek son ve tek engel özgür basın hareketi ve girişimleridir.
Kamuoyunu oluşturan unsurların; basının bu görevini özgürce yerine getirebilmesi için sorumlu davranmaya davet ediyorum..
***
Geçtiğimiz hafta içerisinde MHP ve AK Parti’nin basınla etkileştiği günler yaşadık.
Haftanın ilk günü MHP Bodrum İlçe Başkanı Tayyar Şafak’ın bizzat kendisinin telefonla ulaşıp davet ederek gerçekleştirdiği daraltılmış 4 kişilik basın toplantısını canlı yapılan sosyal medya yayınlarından takip edebilme imkanı buldum.
MHP Bodrum İlçe Başkanlığı’nda yapılan basın toplantısında; 2025 Yaz sezonu öncesinde yaptığı durum tespitlerini hazırladığı metinden okuyan Başkan Şafak’ın, açıklamaları sonrasında soru kabul etmemesini de anlamakta zorlandım!
Basınla kurulan iletişim ve etkileşim konularında usul açısından eksiklerinin tamamlamadan ürettikleri siyaseti kamuyla sağlıklı bir şekilde paylaşamayacaklarına da dikkat çekmek istiyorum..
Basın dünyasıyla iletişim ve etkileşimde sorun yaşayan bir ilçe Başkanı Bodrumluya nasıl dokunacak bilemedim.
Başkan Şafak’ı ilçe başkanı olduğu günden bu yana sadece Bodrum Belediye Meclis toplantılarında görebilme ve meclis gündemini oluşturan bazı konularda dinleme fırsatı bulabiliyoruz.
Genellikle rekabetçi siyasetten uzak, karşılıklı iyi niyet, birlikte çalışma ve destek verme çerçevesinde gerçekleşen diyaloglarına şahit olduğumuz Başkan Şafak ve partisinin, Bodrum özelinde sorunlara ürettiği siyaseti görmekte hep zorlandığımı rahatça söyleyebilirim.
Öncelikle Başkan Şafak, basınla iletişim ve etkileşim açısından usul sorununu çözmeli. İletişim konusunda bir WhatsApp grubu kurarak Bodrum’un basın mensuplarına eş zamanlı ulaşmasını ve iletişim kurmasını öneririm.
Basın toplantılarında soru alınmayacaksa, söyleriz geçeriz yöntemi uygulanacaksa; gündeme taşınacak eleştiri ve önerilerin video kaydı ve fotoğrafları daha özenli bir şekilde hazırlanıp, basına servis edilebilir. Dolayısıyla vakit de nakit olarak kalır basın mensuplarında..
Son olarak da şunu ifade edeyim. Basın mensuplarıyla ilgili bir akreditasyon listesine ihtiyaç varsa, bu eksiklik Bodrum Kaymakamlığı üzerinden çözebilir.
***
Gelelim AK Parti Bodrum İlçe Başkanlığı’nın gerçekleştirdiği danışma toplantısına..
CHP ve AK Parti’nin önceki dönemlerde belli periyotlar da yaptığı ilçe danışma toplantıları uzun zamandır yapılmıyordu. Sessizliğini sona erdiren AK Parti oldu.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya yaklaşık 150 kişi katılım gösterdi. Basına açık olan kısmını takip edenlerden biride ben oldum.
Salonu analiz ettiğimde AK Parti’nin önceki dönem ilçe, gençlik ve kadın kolu başkanlarından kimsenin olmamasının yanı sıra yüzlerce görev yapan yönetim kurulu üyelerinden hemen hemen kimse yoktu.
Gördüğüm o ki! Yaşar Yıldız’ın başkanlığı ve yönetim tercih şekli genel bir dirence tabii..
Dini motiflerle süslenmiş, siyaset gereği rakibin yetersizliği üzerinden devam eden, vatandaştan bihaber konuşmalar zamana oynanan maçlar gibiydi.
Konuşmalarda; vatandaşın ülke genelinde yaşadığı ve ileriki yıllarda “büyük buhran” olarak anılacak son 3 yıla dair bir tek kelime bulamadım. Ekonomik sorunların idrak edildiğini anlar gibi yapılan bir kırıntı bile yoktu konuşmalarda..
Divan kuruldu ve konuşmalar Başkan yardımcısı Yalçın Akdaş’ın son bir yılın faaliyetlerini okumasıyla başladı. Sonrasında Gençlik ve kadın kolları başkanlarının yaptığı teşekkür konuşmaları geldi.
İlçe Başkanı Yaşar Yıldız’ın özensiz hazırlanmış ve 3-4 dakika süren konuşmasının içeriğinde “Biz sorunları sadece tespit etmekle kalmıyor, çözüm ve projeler üretiyoruz” cümlesinin arkasından beklediğim çözümler ve projeler kısmı gelmedi. Sonraki “danışma toplantısına” bıraktı sanırım.
İl Başkanı Haluk Laçin’e gelince.. Daldan dala atlayarak yaptığı konuşmasında ne dediğini anlamakta zorlandım. Başkan Laçin; Ramazan ayında yapılan gönül sofralarından bahsetti, Sayın Cumhurbaşkanı’nın toplantısına katıldığında nasıl onurlandığını belirtti, selam sabah iletti, Muğla ilçelerinin su depolarından bahsetti, görev yapmayanlara soruşturma açılması konusunda adres göstererek şikayet etmelerini salık verdi.
Hızını alamayan Başkan Laçin, döndü Bodrum Belediyesi’nin SGK ve vergi borçlarına karşılık satışa çıkardığı gayrimenkuller için de, daha ne kadar satacaksınız? Gayrimenkuller bitince belediyeyi mi satacaksınız? Cümleleri de maalesef kayıtlara geçti.
Konuşmanın içindeki kara mizah niteliği taşıyan “Bakın artık bu ülkede insanlar düşünüyor. Bu insanlar doğruyu ve yanlışı görebiliyor, hizmeti ayırt edebiliyor.” Dediği de doğrudur.
Son notum da Nihat Öztürk’ün Muğla İl Başkanlığı ve milletvekilliği döneminde etkin siyaset yapan ve uzun süredir sessiz kalan Ozan Balcı’ya olsun. Yeni yapılan düzenlemeyle Muğla il yönetimine teşkilat başkanı olarak geri dönen Balcı’nın, basına açık bölümde, alkış ölçer niteliği ile tanışmak benim açımdan ilginç oldu.
Danışma toplantısını divan başkanı olarak yöneten Balcı’nın bu özelliğini geçmiş yıllarda gözümden kaçırmış olmalıyım. Kendisini Teşkilat Başkanı olarak kürsüden dinleme fırsatı bulamadık. Artık başka bir seferde dinleriz diyelim ve yeni görevinde başarılar dileyelim..
***
Hafta içinde içeriği siyaset olan iki toplantıda da; aranılan siyasi anlayışa, beklenilen performansa ulaşılamadı..
Bildiğiniz üzere hikayelerimiz başlarken daha başında uyarıyor yurdum insanını..
“Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Döndük arkamıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz”
