Bodrum Anadolu Lisesi’nde yaşanan öğretmen atamaları, sadece bir okulun iç meselesi değil, tüm Bodrum’un eğitim ve gelecek vizyonuna yönelmiş ciddi bir tehdittir.
Bu meseleye “birkaç öğretmenin tayini” diyerek yaklaşanlara, konunun derinliğini anlatmak görevimizdir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “proje okul” statüsü verdiği Bodrum Anadolu Lisesi’ne yapılan son atamalar, okulun yıllardır biriktirdiği deneyim ve kültürü hiçe saymakla kalmamış; liyakate dayanmayan, siyasi referanslarla yapılan görevlendirmelerle kamu vicdanını da zedelemiştir.
Bodrum, yalnızca turizmin, doğanın veya kültürün değil; aynı zamanda çağdaş, laik ve kaliteli eğitimin de kalesidir. Bu kentte bir okulun öğretmen kadrosu, sadece müfredat değil, bir değer aktarımı görevi de üstlenir. Bodrum Anadolu Lisesi tam da bu nedenle farklıdır. Öğretmen-öğrenci ilişkileri burada salt bir ders ilişkisi değil, bir yaşam öğretisidir. Şimdi ise bu köklü yapının omurgası kırılmak isteniyor.
Bodrum’un duyarlı velileri, öğrencileri ve mezunları sessiz kalmadı. Okul önünde yapılan eylemler, sosyal medya çağrıları ve demokratik tepkiler, bu kentin kolay yutulur lokma olmadığını bir kez daha gösterdi. CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin desteği, bu direnişe siyasetin duyarlı bir kanadından gelen önemli bir selam oldu. Aynı şekilde, CHP’li Gizem Özcan’ın TBMM’ye sunduğu önerge, mücadelenin Ankara’da da yankı bulduğunu gösterdi.
Peki bu atamalar neden bu kadar önemli? Çünkü eğitim, sadece bugünün değil, geleceğin planlamasıdır. Bir okulda yapılan keyfi bir görevlendirme, sadece bir öğretmeni değil, yüzlerce öğrencinin kaderini etkiler. Ve bu kader, Bodrum’un yarınlarını şekillendirir.
Bodrum halkı, bu gelişmeye haklı olarak tepki gösteriyor. Çünkü burada mesele bir atama değil, bir anlayıştır. Bu anlayış; liyakati değil sadakati, deneyimi değil referansı esas alıyor. Bu anlayış, kamusal eğitimi güçlendirmek yerine, onun altını oymayı tercih ediyor.
Bodrum susmaz. Bodrum boyun eğmez. Bodrum’un öğrencisi, velisi, öğretmeni bir bütün olarak bu kararların karşısında durmaya devam edecek. Çünkü bizler biliyoruz ki bir kenti kent yapan sadece binalar değil, onun eğitim kurumlarıdır. Bodrum Anadolu Lisesi, bu kentin yüz akıdır. Ve bu yüz akına çamur sıçratmak isteyenler, karşılarında Bodrum’un vicdanını bulacaktır.
Şimdi görev, sadece o okulun mensuplarında değil; bu kentin her bireyindedir. Bu mücadeleye omuz vermek, Bodrum’un eğitimdeki çağdaş çizgisini korumakla eşdeğerdir. Unutmayalım: Bugün susarsak, yarın sıra başka bir okulumuza gelir.