Türkiye’nin içinde bulunduğu kronik sorunlar nedeniyle ülkeyi yönetemez hale gelen iktidar, saray etiketli medyayı da kullanarak toplumsal muhalefeti dağıtmak için her yolu deniyor.
“Seni cumhurbaşkanı yaptırmayacağız” diyen Selahattin Demirtaş’tan başlayarak kendisine rakip olarak gördüğü tüm muhalifleri hukuk dışı iddialarla cezaevine koyan iktidar, etkin pişmanlıktan yararlandırdığı itirafçı ve iftiracılar üzerinden algı operasyonlarına devam ediyor.
Yargının bu denli siyasallaştığı ve iktidarın emrine girdiği bir dönem yaşanmadı.
Her ne pahasına olursa olsun iktidarı bırakmak istemeyenlerin etik ve hukuk dışı uygulamalarını anlamak mümkün de muhalif görünüp saraya çalışanların bu denli omurgasız davranabilecekleri doğrusu beklenmiyordu.
En son Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’le ilgili kasıtlı yayılan asılsız haberlere en çok da CHP içerisindeki ayrık otları sevindi.
Yolsuzlukla, rüşvet almakla suçlanan Muhittin Böcek’in 1 daire karşılığı usulsüz işlere göz yumduğu iddialarını da ne yazık ki iktidar çevrelerinden çok muhalif görünümlü solcular yaymıştı.
Ama daha sonra Muhittin Böcek’in üzerine 200 daire yapılabilecek 16 dönüm imarlı arsasını okul yapılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığına bağışladığı ortaya çıktı.
Muhittin Böcek’i özellikle de Altın Portakal Film Festivalindeki tutarsız davranışları nedeniyle çok eleştirmiştim. Aslında yeniden aday yapılmasını da çok doğru bulmamıştım.
Ancak şu an onlarca sağlık sorunlarıyla boğuşan ve tutuklu kalması yasal olarak da vicdanen de doğru olmayan bir insan için bu tür algı operasyonlarıyla itibarsızlaştırma girişimlerini kabul etmek mümkün değil.
Tıpkı yaşamının her anı karanlık birinin itiraflarıyla insanları casuslukla suçlamak gibi.
Siyasi hırs ve kişisel çıkar uğruna politik cambazlık yapan sözde muhalifler neredeyse zil çalıp oynayacaklar.
İşte bu yüzden sıkça yineliyorum.
CHP bu ayrık otlarından temizlenmeden başarılı olamaz.
Bu tür insanlar var olduğu sürece yarın iktidar olsa da muktedir olamaz.
Bu CHP’nin iç sorunu deyip geçemeyiz.
CHP, bu iktidardan kurtulma mücadelesinin vazgeçilmezidir ve beğenmesek de onu korumak, destek vermek zorundayız.







