Turgutreis’in akşam serinliği… Savarona’nın masasında üç dost oturduk: Avukat Ziya Levent Doğuç, geçmiş dönem Mersin milletvekili Serdar Kuyucuoğlu ve ben. Çatal bıçakların sesi arada bir duyuldu ama masanın asıl sesini siyaset yükseltti. Bu buluşma, yalnızca bugünü değil, geçmişten bugüne taşınan mücadeleyi de içinde barındırıyordu.
Geçmişin Işığı, Bugünün Sorumluluğu
Serdar Kuyucuoğlu, kısa süre önce Bodrum’da gerçekleşen geçmiş dönem milletvekilleri toplantısının ayrıntılarını anlattı. Farklı dönemlerde görev yapmış siyasetçilerin, yıllar sonra yeniden bir araya gelip ülkenin geleceğini tartışmaları önemliydi. Serdar Bey’in CHP içindeki çalışkanlığı, yerelde halkla kurduğu bağ ve komisyonlardaki titizliği, siyasette örnek alınacak bir tutumdu.
Çetin Altan’ın Elbistan Hatırası
Ziya Levent Doğuç’un anlattığı hatıra ise masanın ruhunu değiştirdi. Yıl 1967… Türkiye İşçi Partisi milletvekili Çetin Altan, o dönem yaklaşık 15.000 nüfuslu Elbistan’a gelir. Sağ düşüncenin egemen olduğu bu muhafazakâr ilçede, bir kamyon kasasının üzerine çıkarak 30–40 kişiye hitap eder. Küçük bir kalabalık, büyük bir cesaretle kulak kesilir. İşte o dinleyiciler arasında genç Ziya Doğuç da vardır. Altan’ın sözleri, onun zihninde bir pencere açar. O gün, Elbistan’ın tozlu meydanında başlayan bu etki, Ziya Levent Doğuç’u kmn ideolojik yolculuğunu başlatır. Yıllar boyunca ödülsüz ama sarsılmaz bir mücadele, işte o konuşmadan filizlenir.
Demirtaş Ceyhun’un Adana Günleri
Sohbet ilerledikçe Demirtaş Ceyhun’un 1967’de Adana Belediye Başkan adayı oluşu hatırlandı. Edebiyatçı bir kalemin, halkın yanında siyaset sahnesine çıkışı; aydınların toplumsal sorumluluğunu anlatan tarihi örneklerden biriydi.
Yaşlar İlerlese de İnanç Dinmiyor
Masada saçlar ağarmıştı, yıllar yüzlere iz bırakmıştı. Ama bakışlardaki kararlılık hiç eksilmemişti. Serdar Kuyucuoğlu’nun çalışkanlığı, Ziya Levent Doğuç’un Elbistan’dan bugüne uzanan inadı, yaşları ilerlese de hâlâ dimdik ayakta olan bir kuşağın sembolüydü. Bu, yalnızca bir anı paylaşımı değil; hâlâ süren bir yürüyüşün ifadesiydi.
CHP ve Mücadele Yolu
Elbette sohbet bugünün CHP’sine bağlandı. Parti içindeki yenilenme ihtiyacı, örgütlenme sorunları ve AKP’nin kayyum siyasetine karşı verilecek yanıtlar tartışıldı. CHP’nin, otokrasiye karşı yalnızca kendi yapısını değil, toplumun tamamını kucaklayan bir öncülük sergilemesi gerektiği fikrinde buluştuk.
Masadan Kalan
O gece Turgutreis’teki masa yalnızca dostlukların değil, mücadelenin de masasıydı. Elbistan’da bir kamyon kasasından yükselen ses, Turgutreis’in bir restoranında hâlâ yankılanıyordu. Geçmişin ilhamı, bugünün kaygıları ve geleceğin sorumluluğu aynı sofrada birleşti.
Ve Çetin Altan’ın o unutulmaz sözüyle bitirelim:
“Enseyi karartmayın.”
