Bodrum…
Yalnızca taş evlerin, begonvillerin, dar sokakların kenti değil; aynı zamanda mavinin her tonunda çırpınan teknelerin, rüzgarla yarışan yelkenlerin, balıkçının, denizcinin, mütevazi insanların emeğiyle yoğrulmuş bir coğrafyadır.
Ve biz şimdi, bu maviliklerin gölgesinde, Bodrum’un sahillerine, koylarına, kıyısına, dalgasına ne olduğunu anlatmaya hazırlanıyoruz.
Çünkü artık Bodrum’un denizi, sadece bir manzara değil; büyük bir mücadele alanıdır.
İçmeler’de başlayan bir hikâye…
Bir umudun, bir hayal kırıklığının, ve bir direniş çağrısının hikâyesi…
Bu hikâyeyi kamuoyunun gündemine ilk taşıyanlardan biri, Gazeteci-Yazar Abdulkadir Sevindik oldu. Onun “İçmeler Yat Limanı Projesi İç Mi Ediliyor?” başlıklı çalışması,
konunun görünmeyen yüzlerine cesurca ışık tuttu.
Şimdi, bu değerli emeğin ardından, biz de bu hikâyenin daha geniş ve daha derin boyutlarını tarihsel, sosyal ve ekonomik çerçevede ele alan yeni bir yazı dizisiyle karşınıza çıkıyoruz.
“Bodrum Yat Limanı Projesinin Anatomisi” başlıklı 6 bölümlük yazı dizisiyle, Bodrum’un kıyılarında dönen büyük oyunları, gerçek aktörleri, ve halkın deniz hakkını anlatacağız.
Denizi kim sahiplenmek istiyor?
Sahiller neden halktan koparılıyor?
Bodrumlu tekneler neden sahipsiz?
Ve en önemlisi:
Bu gidişatı nasıl durdurabiliriz?
Hepsinin yanıtı,
Mayıs ayının ilk haftasının sonuna doğru yayımlanacak olan bu yazı dizisinde olacak.
Çünkü biz biliyoruz: Deniz sadece su değildir. Deniz, bir halkın ruhudur.
Bodrum’un ruhu, parayla ölçülemez!
Bodrum’un gerçek hikâyesi başlıyor. İzlemeye devam edin…