Çarşamba, Eylül 17, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Korsan mı, Farkındalık mı?

Son günlerde Bodrum’da yaşanan bayrak yakma tartışması, yalnızca bir eylem biçiminin doğruluğu ya da yanlışlığı üzerinden yürütülüyor. Oysa mesele, çok daha derin ve politik boyutlar barındırıyor.

Öncelikle şu gerçeğin altını çizmek gerekiyor: Emek ve Demokrasi Platformu’nun açıkladığı birçok program –yürüyüş güzergâhı, insan zinciri, çeşitli sembolik etkinlikler– polis engeli nedeniyle hayata geçirilemedi. Planlanan eylemler uygulanamayınca, etkinliklerin politik ağırlığı da olması gerektiği ölçüde hissedilemedi. Böyle bir ortamda, platform etkinliği bittikten sonra gerçekleştirilen bayrak yakma eylemi, bir “korsan” çıkıştan çok, sistemin yarattığı engellerin aşılması yönünde ortaya çıkan bir devrimci refleks olarak değerlendirilmelidir.

Burada kritik olan nokta şudur: Otokrasinin ve baskıcı rejimlerin hüküm sürdüğü toplumlarda, rutinleşmiş, göze batmayan farkındalıklar genellikle görünmez kılınır. Basmakalıp sloganların, sınırlı basın açıklamalarının ya da sıradan eylem biçimlerinin toplumsal bellekte derin bir iz bırakmadığı aşikâr. Tam da bu nedenle, alışılmış kalıpların dışına çıkan, dikkat çeken, sembolik gücü yüksek eylemler toplumsal farkındalığı artırmak açısından önem taşır. Bayrak yakma eyleminin, tartışmaların göbeğine oturmasının nedeni de budur: toplumun dikkatini çekmiş, gündem yaratmış ve amacına ulaşmıştır.

Eleştirilerde sıkça dile getirilen “örgütlü iradenin dışına çıkma” meselesine gelince… Elbette örgütlü disiplin, devrimci hareketin temel direğidir. Ancak unutmamak gerekir ki, örgütlü yapının programları çoğu zaman otoriter engellerle uygulanamaz hale geldiğinde, yaratıcılıkla üretilen yeni eylem biçimleri devrimci mücadelenin canlılığını gösterir. Tarihte sayısız örnek vardır: baskının en sert olduğu dönemlerde, plan dışı gibi görünen küçük ama etkili çıkışlar, geniş kitleleri harekete geçirmiştir.

Bayrak meselesinde de aynı durum geçerlidir. Hannah Einbinder’in ödül konuşmasında söylediği gibi: “Bir Yahudi olarak, Yahudilerin İsrail devletinden ayrı olduğunu dile getirmek benim yükümlülüğüm.” Bu söz, bayrak eyleminin özünü anlamak açısından kritik önemdedir. Yakılan bayrak, bir halkın dini ya da kültürel simgesi değil; siyonizmin, ırkçılığın ve devlet terörünün sembolüdür. Dolayısıyla, o bayrak karşısında kutsiyet aramak yerine, Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltmek devrimci bir yükümlülüktür.

Sonuçta, Emek ve Demokrasi Platformu’nun en temel amacı, toplumsal farkındalık yaratmaktır. Bu farkındalık, otokrasinin zulmünü teşhir etmeyi, demokrasinin, insan haklarının ve barışın önündeki engelin bu rejim olduğunu açıkça ortaya koymayı içerir. Bu açıdan bakıldığında, bayrak eylemi biçimsel tartışmaların ötesinde, özünde bu amaca hizmet etmiştir.

Kimi zaman planlanmış olan değil, kendiliğinden gelişen eylemler tarihe damga vurur. Belki de Bodrum’daki bayrak eylemi, ileride böylesi bir örnek olarak anılacaktır.

Arena Haber
Arena Haber
Bodrum'un Güncel, İlkeli ve Güvenilir Haber Sitesi...

Popüler Haberler