Pazartesi, Mayıs 5, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Marinalar, Kıyı İşgalleri ve Kamusal Hakların Yok Edilmesi

İçmeler Yat Limanı ve Bir Kıyı Talanının Anatomisi
Yazı Dizisi: 5. Bölüm

Bodrum’un Denizi Kimindir?

Denizciliğin Bugünkü Sorunları: Marinalar, Kıyı İşgalleri ve Kamusal Hakların Yok Edilmesi

İçmeler Yat Limanı üzerinden başlayan hikâye, aslında Bodrum’da daha büyük ve sistematik bir gerçekliğin parçasıdır:
Bodrum’un kıyıları, denizcilik mirası ve kamusal hakları bir avuç sermaye grubunun çıkarına feda edilmiştir.

*** 

1. Marinaların Özelleştirilmesi: Halkın Denizden Sürülmesi

Eskiden Bodrum’da marinalar; balıkçılara, küçük tekne sahiplerine, yerel denizcilere hizmet ederdi.
Bugünse dev şirketlerin, mega yat sahiplerinin, ultra zengin turistlerin hizmetindedir.

Marina fiyatları, yerli halk için astronomik seviyelere çıkmış; Bodrumlu balıkçı, teknesine bağlayacak yer bulamaz hale gelmiştir.
Bu durum, denizden geçimini sağlayan halkın sistematik biçimde denizden uzaklaştırılmasıdır.

2. Balıkçı Barınaklarının Talanı

Turgutreis’ten Torba’ya, Ortakent’ten Gündoğan’a kadar pek çok balıkçı barınağı ya özelleştirilmiş ya da “turistik dönüşüm” adı altında lüks projelere peşkeş çekilmiştir.

Küçük tekne sahibi, kendi barınağına giremez; Bodrumlu için barınaklar birer yasak bölge haline gelmiştir.

3. Kıyı İşgalleri ve Plaj Talanı

Otel zincirleri, özel siteler, beach club’lar ve restoranlar; kıyıları halktan çalarak işletmelerine dönüştürmüştür.
Şezlongdan yürünemez hale gelen plajlarda, iskeleler betonla uzatılmış, plajlar turnike ile kapatılmış, erişim ücrete tabi tutulmuştur.

Oysa Anayasa’ya göre kıyılar halkındır.
Ama Bodrum’da bu hak, açıkça gasp edilmektedir.

4. Kumbahçe İskelesi: Halkı Değil, Kruvaziyerleri Düşünen Bir Proje

Son olarak Kumbahçe’deki kruvaziyer iskelesinin uzatılması, genişletilmesi ve tadilat projeleri gündemdedir.

Bu proje, Bodrum’un kalbinde yer alan Kumbahçe kıyı şeridini daha fazla betonlaştıracak, dev gemiler için erişim kolaylaştırılırken halkın denize ulaşımı daha da engellenecektir.

Kumbahçe Limanı yıllardır kamusal hafızada Bodrum’un denizle kurduğu doğrudan temasın simgesidir. Ancak bu yeni adımlarla birlikte, Kumbahçe halkın değil, tur operatörlerinin ve sermaye gruplarının limanı haline gelecektir.

5. Devletin, Belediyelerin ve STK’ların Sorumluluğu

Kıyılardaki bu sistematik işgaller; Ulaştırma ve Çevre Bakanlığı’ndan belediyelere, denizcilik odalarından bazı sözde çevreci STK’lara kadar uzanan bir ihmal ve işbirliği zincirinin sonucudur.

Kimi zaman izin vererek, kimi zaman göz yumarak, kimi zaman susarak bu talana ortak olunmuştur.

6. Bodrum’un Deniz Gerçeği: Seyretmek ya da Direnmek

Bodrumlu artık kendi denizine ulaşamıyor.
Teknesine yer bulamıyor, kıyıya adım atamıyor.
Geçmişte geçimini sağladığı deniz, bugün sadece uzaktan bakabildiği bir manzara haline gelmiştir.

Bodrumlu ya bu talanı seyredecek, ya da ayağa kalkıp “deniz halkındır” diyecek!

SONUÇ: BODRUM’UN DENİZİ SATILAMAZ!

Marinalar halkındır.

Balıkçı barınakları halkındır.

Kıyılar halkındır.

Deniz Bodrumlunun denizidir!

Bugün bir avuç çıkar çevresi kazansın diye Bodrum’un denizi elden gidiyor.

Ama unutulmamalı!
Deniz satılmaz! Kıyı kiralanmaz! Halkın hakkı devredilemez!

Devam Edecek…
6. Bölüm: Çözüm Önerileri ve Halkçı Direniş Stratejisi

Not: Yanıt Hakkı Saklıdır

Bu yazı dizisinde geçen kişi ve kurumlara dair yapılan değerlendirmeler, kamusal süreçlerin ve Bodrum halkını ilgilendiren bir projenin seyri üzerinden ele alınmıştır. Eleştiriler, kişisel değil; kamusal sorumluluk temelinde yapılmıştır.

Yazıda adı geçen tüm kişi ve kurumların, sürece dair kendi değerlendirmelerini yapma ve kamuoyuna açıklama hakkı vardır. Bu bağlamda, yanıt hakkı saklıdır.

Amacımız polemik değil, Bodrum’un kıyılarına ve geleceğine dair toplumsal hafızayı diri tutmaktır.

Popüler Haberler