Bugün, Nevruz ile birlikte doğa uyanıyor, toprağın bağrında filizler yeşeriyor, güneş yeniden doğanın üzerine doğuyor. Ama Nevruz sadece mevsimlerin değişimi değil, aynı zamanda halkların bir araya geldiği, özgürlüğün, adaletin ve direnişin de günü!
Bu topraklarda Nevruz, yalnızca baharın gelişi değil, aynı zamanda zulme, baskıya ve doğa talanına karşı direnişin sembolüdür. Geçmişte halklar, Nevruz ateşi etrafında birleşerek kardeşliği, dayanışmayı ve mücadeleyi büyüttü. Bugün de Nevruz, yanan ateşin ışığında adaleti, eşitliği ve özgürlüğü arayanların bayramıdır.
Ancak bu yıl Nevruz’u kutlarken içimizde bir hüzün var. Çünkü doğanın dirilişini kutlamamız gereken bir dönemde, rant uğruna talan edilen ormanlarımız, kurutulan derelerimiz, işgal edilen kıyılarımız var. Baharın habercisi olması gereken yeşil alanlarımız betonla, kıyılarımız ise tel örgülerle kaplanıyor. Doğanın uyanışına rağmen, Bodrum’da ve ülkenin dört bir yanında çevresel kıyımlar artarak devam ediyor.
Nevruz, sadece doğanın değil, halkın da uyanışıdır! Halklar nasıl ki yüzyıllardır bu günü birlik ve beraberlik içinde kutladıysa, bugün de doğasına, yaşam alanlarına ve geleceğine sahip çıkmak için bir araya gelmelidir. Ateşin üzerinden atlamak, yalnızca bir ritüel değil, aynı zamanda adaletsizliğin, talanın ve baskının üzerinden atlamaktır.
Bu Nevruz’da bir kez daha doğaya, özgürlüğe ve halkların kardeşliğine sahip çıkma çağrısı yapıyoruz. Betonlaşan Bodrum kıyılarından, yağmalanan ormanlara; halkın denizine, toprağına, suyuna el koyanlara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Nevruz’un ateşi, yalnızca baharın değil, aynı zamanda hak, hukuk ve adalet mücadelesinin de ateşidir.
Nevruz Bayramı kutlu olsun! Doğa gibi halklar da özgürleşsin, umut büyüsün, dayanışma hiç sönmesin!