Yıllardan 2025, aylardan Eylül, günlerden 9, yer Bodrum meydanı, saat 10.00.. Bodrum Örgütü CHP’nin 102. yaşını kutluyor.
Gölgeye sığınanları da sayarsak meydanda yaklaşık 300 CHP’li..
Bir gün öncesinde kayyım Gürsel Tekin, İstanbul İl Başkanlığı’na 5 Bin polisle girmiş..
CHP gergin, hükümet gergin, meclis gergin, vatandaş gergin, devlet 10 yıldır zaten gergin..
Peki Bodrumlu? Dingin!
Yeni seçilen delege dingin, ilçe başkanı dingin, yönetim dingin, kadın kolları dingin, gençlik kolları dingin, partili dingin, belediye başkanı dingin, meclis üyesi dingin, vatandaş dingin..
Herkes işinin gücünün tıkırında..
Başka bir deyişle durum; celladına aşık olmuş mahkum yada Stockholm sendromu düzeyinde..
Yeni konumumuz; düşünsel değil kütlesel alan işgali durumuna evrildi. Üzgünüm!
Kişi, olay ve düşünce düzeyinde; değerlendirme yapmak, tavır koymak, reaksiyon göstermek yerine; alıntı duyargalı telefonlarımız ve bilgisayarlarımız üzerinden emoji kondurma, ilet ve paylaş modundayız.
Kazanılmış hakların kaybına engel olmak, kalıcı olmaları için mücadele etmek, yeniden kazanmaktan çok daha az maliyetlidir.
Tarih bunun örnekleri ve kısır döngüleriyle dolu..
Sahada kazanılanı masada kaybetmek, kaybetmenin olabilecek en kötü halidir.
Gördüğümü yazmadan tamamlamak istemedim haftayı..
***
Haftanın dikkat çeken ikinci olayı da, Gort Hasan‘ın av yasağı bulunan bir alanda, mavi yelken balığını pusuya düşürerek, yaşam hakkını sonlandırdığı gündü..
Gort Hasan’a yeni eleştiri cümleleri kurmayacağım. Yaptığı hatanın bedelini fazlasıyla ödedi. Google, dükkanında oluşturduğu yüzlerce sayfanın linkiyle, Gort Hasan’ın gerekçeli kararını itiraz yolu kapalı olarak yazdı ve tarihe geçirdi.
Diğer taraftan yaşanan bu olay bundan sonra yaşanacak olanların önünü almaya hizmet etmeli. Gort Hasan’ın kabahati, diğerlerinin önüne geçecek sonuçları ve otokontrolü oluşturmalı.
Bu nedenle de yapılan hata, olası hataların önüne geçecek toplumsal hafızanın oluşmasına hizmet etmiştir.
Başka bir deyişle Gort Hasan vakası; yapılan yanlışı seyredenlerin, müdahale etmeyenlerin içinde bulunduğu duyarsızlığı ve tepkisizliği görünür kılmış ve dikkat çekmiştir.
***
Sözlerimiz davranışlarımızla anlam bulur. Önce haklarının ve sorumluluklarının bilincinde bireyler olmalıyız.
Hayatın neresinde durduğumuzu gösteren eylemlerimiz, yaşam kalitemizi belirleyen en önemli kriterdir.
Yazar biraz oradan biraz buradan ne demek istemiş olabilire gelince de..
Konfor alanını terk etmeyen, önünde sonunda konfor alanını kaybeder!