Türkiye, siyaset sahnesinde uzun süredir gerçek anlamda bir liderliğe, yani halkın çıkarlarını evrensel değerlerle birleştirebilen, korkusuz bir sese hasret kaldı. Korku, otosansür ve çekingenlik üzerine kurulu muhalefet çizgisi; ülkenin demokrasi mücadelesini dar sınırlar içine hapsetti. Oysa şimdi, bu kalıpları kıran yeni bir liderlik anlayışı yükseliyor: Özgür Özel.
Korkusuz Bir Dil, Evrensel Bir Perspektif
Özgür Özel’in Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmak üzere Madrid’e giderken söylediği şu cümle, aslında bir dönüm noktasının habercisidir:
“Türkiye’de yaşanan demokrasi sorunu, dünyanın sorunudur.”
Bu söz, yalnızca bir politik açıklama değil; bir vizyon beyanıdır. Özgür Özel, Türkiye’nin demokrasi, insan hakları ve özgürlük sorunlarını uluslararası kamuoyuna taşımaktan çekinmeyen, enternasyonalist bir liderlik anlayışıyla hareket ediyor.
Yıllardır CHP’nin eski yönetimleri, iktidarın “ülkeyi yabancılara şikâyet ediyorlar” propagandasından çekinerek Sosyalist Enternasyonal gibi platformlara mesafeli durmuştu. Katılsalar bile bunu ikinci plandaki isimlerle, “adettendir” havasında gerçekleştiriyorlardı. Oysa bugün tablo değişti. Özel, bu platformlarda bizzat söz alıyor, Türkiye’nin sesini dünyaya taşıyor ve dayanışma köprüleri kuruyor.
Sosyalist Enternasyonal’in Stratejik Önemi
Sosyalist Enternasyonal, dünya emekçilerinin, demokratlarının, özgürlükçülerinin ortak sorunlarını tartıştığı, dayanışmayı büyüttüğü önemli bir siyasal zemindir. Türkiye’nin bu zeminde aktif bir temsil ile yer alması, içerideki demokrasi mücadelesini güçlendirir.
Çünkü gerçek şu ki:
Dünya emekçi sınıflarının, ezilen halkların sorunları ortaktır. Çözümleri de ortak dayanışmadan geçer.
Brüksel’de yapılacak “demokrasi ve hukuk” mitinginde, birçok Avrupa Parlamentosu üyesinin Özgür Özel’in yanında yer alacağını açıklamaları tesadüf değildir. Bu, Türkiye’nin içine kapanmış bir ülke olmadığını, evrensel demokrasi mücadelesinde yerini yeniden aldığına dair güçlü bir mesajdır.
Modern Zamanların Deniz Gezmiş’i
Bu çizgi, Türkiye siyasetinde uzun süredir eksik olan bir damar: korkusuzluk. Özgür Özel, iktidarın ezberlerini bozan diliyle, korkmadan konuşmasıyla, kitlelere umut veren duruşuyla, modern zamanların Deniz Gezmiş’i olabilecek bir siyasi çizgiyi temsil ediyor.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları, bir dönemin karanlığına karşı devrimci bir bilinçle direnirken, bugün Özgür Özel, çağın diline uygun bir biçimde aynı cesareti uluslararası platformlarda sergiliyor. Biri emperyalizme ve diktaya meydan okudu; diğeri evrensel hukuk, demokrasi ve dayanışma ekseninde aynı kararlılığı yeniden inşa ediyor.
Yeni Bir Dönemin Eşiğinde
İktidarın “ülkemizi yabancılara şikâyet ediyorlar” diyerek sızlanması boşuna değildir. Çünkü alıştıkları içe kapanık, savunmacı muhalefet çizgisi yerini; evrensel değerlerle barışık, dayanışmayı büyüten bir siyaset anlayışına bırakıyor. Bu değişim, sadece CHP için değil, Türkiye demokrasisi için de tarihî bir kırılma yaratma potansiyeline sahiptir.
Ben bu çizgiyi önemsiyorum. Çünkü korkusuz, modern, enternasyonalist bir sol liderlik; bu ülkenin yeniden nefes almasının, yeniden umut etmesinin önünü açabilir.
Kurtuluş yok tek başına… Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.