Pazartesi, Ağustos 25, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Türkiye Gibisin Bodrum!

Geçenlerde bir yazımda bahsetmiştim: Kime sorsam “Türkiye gibiyim” diyor. Biraz uzaktan bakınca, Bodrum’un da tıpkı Türkiye gibi olduğunu görmek zor değil.

Neredeeeen, Nereye…

Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarını hatırlayın. Hiçbir şeyimiz yokken, ayağa kalkmak için inanılmaz işler yapıldı. Sanayi tesislerimiz, altyapı yatırımlarımız… Üstelik bunların çoğu, tek kuruş borç almadan, sadece kuru üzüm, narenciye, domates karşılığında..

İskenderun Demir Çelik, Seydişehir Alüminyum, Oymapınar Barajı, Aliağa Rafinerisi.. Liste uzun..
Şimdi? Limonu salataya sıkmadan önce on kere düşünüyoruz. Mandalina için Fransızların gelmesini bekliyoruz.

Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılanların hepsi Atatürk’ün vizyonuydu. Peki, bugünün ülke ve yerel yöneticilerinin vizyonu ne?

Son 20 Yılda Türkiye ve Bodrum

Biraz nostalji yapalım mı? Türkiye’de olan bitenlerle Bodrum’dakileri yan yana koyalım:

  • Din ve inanç: Türkiye’de gençler ve gerçek inananlar dinden soğutulurken; Bodrum’da Yahşi sırtlarına, kent dokusuna hiç uymayan dev bir dini külliye yapıldı. Ama birçok caminin bahçesi temizlenemiyor. Cemaat sayısını bilen yok.
  • Ahlak: Türkiye’de ahlak kavramı yerle bir. Bodrum’da ise misafirperverliğin yerini “turist kazıklama” yarışı aldı.
  • Kutuplaşma: Türkiye’de toplum ikiye, üçe bölünmüş. Bodrum’da da durum farklı değil: İnanan-inanmayan, zengin-fakir, yerli boylu-dışarlıklı…
  • Hafıza ve birlik: Türkiye’de toplumsal hafıza zayıfladı. Bodrum’da ise mübadil kültürü eriyor, “Goca Bodrumlular” kaldırımlardan süpürülmek üzere. 400’ün üzerinde STK var ama ortak iş yapan yok.
  • Gelir adaletsizliği: Türkiye’de düşman kamplar yaratıldı. Bodrum’da “gayık” sahipleri lüks yatlara, garson patrona, esnaf AVM’lere kızgın.
  • Gülümseme: Türkiye’de insanlar gülmeyi unuttu. Bodrum’da “yan baktın” diye kavga çıkıyor.
  • Güven: Türkiye’de güven kalmadı. Bodrum’da ne iktidara ne belediyelere çözüm için güven var.
  • Adalet: Türkiye’de adalet duygusu kayboldu. Bodrum’da emlak ve katı atık vergilerinden kurumlara, yöneticilerden zenginlere, üreticinin zehir kullanması kaygısından marketlerin fahiş fiyatlarına, seçilme özgürlüğünden liyakatli atamalara, hiçbir alanda “adil” olunmadığı kanısı hakim olmuş durumda.
  • Liyakat: Türkiye’de sözde bir kavram. Bodrum’da ise “martının kanadında”.
  • Doğa: Türkiye’de doğa katlediliyor. Bodrum’da kıyı, orman, ağaç, hayvan… Hiçbirinin değeri kalmadı.
  • Rant ve beton: Türkiye’de rant ekonomisi hakim. Bodrum, bu işin başkenti gibi; “boğazımıza kadar beton” ama üretim yok.
  • Tarım ve hayvancılık: Türkiye’de bitme noktasında. Bodrum’da “Garaova ağlıyor”. Su yok sulanamıyor, mazot pahalı sürülemiyor, iş gücü yok çalıştırılamıyor, kooperatif yok satılamıyor, ilaç pahalı atılamıyor. Eller göğe yükseliyor ki yağmur yağsın diye ama yine de tarlalar boş. Hayvancılık, zaten belediye sınırlarında yasak. Yeşil görünümlü boş parsellerde otlatmak üzere evden çıkarılıp yollarda görülen birkaç inek, horlanıyor.
  • Eğitim: Türkiye’de en önemli sömürü alanı. Bodrum’da bazı devlet okullarında akıllı tahtayı bıraktık, kara tahtanın tebeşiri bile yok, özel okullar AVM gibi. “Promosyonlarla geleceğimiz satılıyor”.
  • Kentleşme: Türkiye’deki kentlerin hepsi, birbirinin aynısı. Bodrum, “yerlerde yönetimi” eliyle öz benliğini tüketmekte.
  • Kendi kendine yetmek: Türkiye, ekmek yapmak için bile Ukrayna’ya muhtaç. Bodrum’da da öyle. Balık, sünger, mandalina, zeytin… Hepsi “hatıra” olup gitti.

Bir Neslin Sitemi

Küçük oğluma bir gün dedim ki: “Bu ülkeyi Atatürk’ün hedef gösterdiği seviyeye çıkaramadık ama umudumuz sizde..”

Bana dönüp şunu söyledi:
“Bütün değerlerini kirlettiğiniz, çamura düşürdüğünüz bir ülkenin sorumluluğunu şimdi bize niye yüklüyorsunuz?”

Haksız mı?

Arena Haber
Arena Haber
Bodrum'un Güncel, İlkeli ve Güvenilir Haber Sitesi...

Popüler Haberler