Pazar, Haziran 15, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Boykotun Ekonomik ve Demokratik Anlamı: Demokrasiye Mecburuz

Son dönemde yaşadığımız boykot süreci, yalnızca tüketici davranışlarına değil, ülkemizin ekonomik ve demokratik yapısına da ayna tuttu.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) yayımladığı araştırmaya göre, boykotun etkisi göz ardı edilemeyecek bir düzeye ulaşmış durumda. TEPAV’ın verileri, tüketim alışkanlıklarında belirgin değişimler yaşandığını ve perakende sektöründe önemli bir daralma gözlendiğini ortaya koyuyor. Bu da gösteriyor ki; halkın sessiz tepkisi, ekonominin nabzını doğrudan etkilemiştir.

Ben de bir AVM’de iş yapan, esnafla iç içe yaşayan biri olarak şunu açıkça ifade etmek isterim: Boykot yalnızca rakamsal verilerde değil, günlük hayatın her anında hissedildi. AVM koridorlarında gezen müşteri sayısındaki azalmadan, küçük esnafın elektrik, su, kira gibi sabit giderlerini ödemekte yaşadığı güçlüğe kadar bu etkiler gözle görülür hale geldi. Birçok esnaf, satışlarındaki düşüş nedeniyle zor günler geçiriyor; bu yalnızca bireysel bir kayıp değil, ekonomik düzenin sarsıldığının da açık göstergesidir.

Ancak mesele sadece ticaretin daralması değildir. Daha derin bir gerçeğe yüzümüzü dönmeliyiz:
Demokrasi olmadan ekonomi de sürdürülemez. Hukukun üstünlüğü olmadan yatırımlar da, istihdam da, üretim de güvence altında değildir.

Küçük esnafın düşük faizli kredi kullanabilmesi, büyük sanayicinin yatırım planlarını sürdürebilmesi, yabancı yatırımcının Türkiye’ye güven duyması; hepsi, istikrarlı bir hukuk düzeni ve sağlam bir demokrasi zemini gerektirir. Eğer adalet mekanizmaları işlemiyorsa, temel hak ve özgürlükler korunmuyorsa, ülke ekonomisinin sağlam temellere oturması mümkün değildir.

Bugün belki birçok insan demokrasi ve hukukun üstünlüğünü yalnızca birer soyut kavram gibi görebilir. Ancak market raflarında yükselen fiyat etiketlerini, işyerlerinde azalan müşteri sayılarını, bankalardaki yüksek faiz oranlarını düşündüğümüzde; her ekonomik sıkıntının temelinde adaletsizlik ve demokrasi eksikliğinin yattığını görmek kaçınılmazdır.

Devletin de, vatandaşın da bilmesi gereken şudur:
Bu topraklarda refah, ancak hukukla; istikrar, ancak demokrasiyle mümkündür.

Demokrasiyi yalnızca sandığa indirgemek, hukuku yalnızca mahkeme salonlarına hapsetmek; bu ülkenin geleceğine yapılacak en büyük kötülük olur. Üretimden tüketime, bankacılıktan turizme, emekten sermayeye kadar tüm ekonomik unsurlar için; yatırımcının da, işçinin de, esnafın da, sanayicinin de birinci ihtiyacı güçlü bir hukuk devleti ve gerçek bir demokrasidir.

Boykotun ortaya koyduğu gerçek budur:
Adaletsizlik büyüdükçe ekonomi küçülür; demokrasi geriledikçe piyasa daralır.

İşte bu yüzden,
yaşamı savunmak için,
emeği korumak için,
geleceği büyütmek için;
Demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne mecburuz!

Çünkü adalet varsa ekonomi var, özgürlük varsa refah var.
Çünkü demokrasi varsa umut var!

Popüler Haberler