Cuma, Ağustos 15, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Doğrunun Mu Güçlünün Mü Yanında?

Meslek büyüğümüz Gazeteci Yazar Hüseyin Anıl‘ın 8 Ağustos 2025 günü, sosyal medya sayfası üzerinden 39. CHP Kurultayı merkezli yaptığı paylaşım önemliydi.

Bodrum özelini ve Muğla genelini kapsayan; değerlendirme, sorgulama ve öneri içeren notlar; derinliği ve niteliği açısından da oldukça kıymetliydi..

Sayın Anıl kurultay öncesi yaptığı paylaşımda, kimseye top koşturacak alan bırakmamış dersem yerinde olur. Yazıyı merak edenler için linki aşağıya bırakıyorum..

https://arenahaber.com.tr/chp-39-kurultayina-gidiyor/

Bu ve buna benzer düşünceleri başka bir deyişle dile getirip, zorlama değerlendirmelere gerek olmadığı düşüncesiyle, bu yazıyı etik değerler üzerinden kaleme aldım ..

Bu nedenle de; CHP Bodrum’un bugün başlayacak olan delege seçim süreci öncesinde gerçekleşen ilişkiler üzerinden konuyu işleyerek; CHP’nin kurumsal yapısına zarar veren ilişkiler silsilesine dikkat çekmek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, CHP bünyesinde köklerinin derinleştiği ve güçlendiği yılları unutmadan, şimdilerde de köküne nasıl kibrit suyunun döküldüğünü tartışmaya açmak istiyorum.

Neye göre? Kime göre? sorularının cevabını da, bizzat meydan da olan siyasiler ile onların yakınların da olan kimliklerin yaptığı etkileşimlerin arasından çekip çıkartarak..

***

2009 Yılından bu yana Bodrum’da onlarca kongre takip ettim. Bununla birlikte binlerce kişi, olay ve düşünsel tartışmaya şahitlik etmiş biri olarak vardığım sonuç şudur; Siyasi tercih kullanılan dönemlerde eğilimin tamamına yakını doğrunun değil, güçlünün yanında yer aldığı durumudur.

Bu kadük düşünce etrafında dolaşan ve vücut bulan her şey, Bodrum olarak ayağımıza doladığımız hastalıklı düşünsel yapımızın tarifi oldu, olmaya da devam edecek gibi görünüyor.

Ortaipolis aklının yanı sıra 3-5 güçlü ailenin ayarlarına ve uygulamalarına hapsolmuş Bodrum’un son 20 yılı tam bir içler acısı..

Celladına aşık olmuş benzetmesinin afaki olmayacağı bir durumun yaşandığı Bodrum’da, bazı ara kimliklerin ortaya koyduğu bu performans, hepimize pes dedirtecek haldedir maalesef..

Bu zübükler topluluğunun Bodrum’a verdiği zararı inanın ki, Bodrum’u her açıdan kuşatan sermaye bile veremiyor.

Benim yukarıda ara kimlikler diye kibarca ifade etmeye çalıştığım bu zübük kadrosu ve etrafındaki halkayı oluşturan dolgu malzemeleri, bu eleştiriyi fazlasıyla hak ediyor.

Şimdi soruyorum..

Yerel de kamuoyu faydası yaratmak için yola çıkıp sorumluluk alan üye; delege seçimi için oyunun pazarlığını yapar mı?

Seçilerek delege olmayı başaran kişi; oyunu vereceği ilçe başkanından beklediği imtiyazlar için oyunun pazarlığını yapar mı?

İlçe başkanlığı mücadelesi veren kişi; seçilebilmek için hatta rakipsiz kalabilmek için mücadele edeceğine söz verdiği düzenin güç unsurlarıyla bir masaya oturup, kadeh tokuşturup başkanlığının pazarlığını yapar mı?

Soruları arttırarak maksadımı aşmak istemiyorum. Amacım maksadı hasıl etmek..

Son sorum da şu olsun..

Doğrunun yanında olacağı söylemiyle yola çıkıp, varlığını güçlünün bacakları arasında Stalin’in tavuğu misali devam ettiren bu yapının, beklediğimiz kırılmayı gerçekleştirmesi mümkün olabilir mi?

Varlığını rekabetsiz bir şekilde sürdürmek düşüncesiyle kendi habitatını oluşturmaya çalışan bu yapı ve kendine benzetmeye çalıştığı delegasyon, beklentilere nasıl cevap verecek bilemiyorum.

Durumun istisnası olduğunu düşünenler üzerine alınmasın lütfen.. Yukarıdaki tarife uyanların gözünün içine bakarak soruyorum..

Gücün ve güçlünün marabası olma durumunu, konumu olarak belirleyen örgüt üyelerinden, kamuoyu faydası yaratacak kahramanlar çıkmaz. Çıksa çıksa topuklu-topuksuz çeyrek efeler çıkar.

Dört çeyrek her şeyde bir tam etse de, olan bitenden anladığımıza göre efelikte bir tam etmediği..

Sizi gidi Kocadonius akademisinin, çeyrek efeleri sizi..

***

Yazar burada ne demek istemiş konusuna gelince;

Doğrunun yanında mı? Güçlünün yanında mı? sorularının cevabını; AK Parti teşkilatı ve seçmeni uzun yıllardır güçlünün yanında tercihiyle ortaya koyuyor.

Peki bu sorunun cevabı, CHP Bodrum örgütü özelinde ne ola ki? Sorumun cevabı yukarıda ifade ettiğim cümlelerin arasında..

Bana gelince;

Liberal-kapitalist uygulamalar arasına sıkışmış genç ve tecrübesiz bir belediye başkanının karşısına, dirençli bir sosyal demokrat ilçe başkanı konumlanmasını beklerken, tabanın değil gücün himayesini tercih eden bir sonuca şahitlik edeceğiz düşüncesindeyim..

“Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir” lafını teyit edercesine..

Popüler Haberler