Çarşamba, Ağustos 6, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Gümbet Denizine Pislik Bırakmak, Bindiği Dalı Kesmektir

Her sabah Gümbet’te, Zetaş’ın önündeki plajda denize girerim. O eşsiz koyun sabah serinliğiyle birleşen mavilikleri, insanın içini ferahlatır, ruhunu arındırır. Ancak 16 Temmuz sabahı, bu doğa mucizesinin yerini mide bulantısı ve isyan duygusu aldı. Yüzmeye başladığım anda, denizin içinden yükselen ağır pis koku bizi sardı. Meğer geceden bırakılan atık sularla yüzüyormuşuz!

Araştırınca öğrendik ki; Zetaş’ın sağ tarafında, denizin hemen kıyısına konuşlanmış bir otel, 15 Temmuz gecesi denize arıtmasız atık su boşaltmış. Hem de göz göre göre, hem de müşterilerinin ve tüm Bodrum halkının denize girdiği o sahile!

Bu sadece bir çevre suçu değil; bu, Gümbet’in kalbine bıçak saplamaktır. Çünkü Gümbet, Bodrum’un en kıymetli koylarından biridir. Gerek yerli halk, gerek turistler, gerekse esnaf için hayat kaynağıdır bu deniz. Onun mavi varlığı, sadece ekonomik değil; sosyal, kültürel, duygusal bir değer taşır. Böyle bir yere pislik bırakmak, insanın yaşadığı evi ateşe vermesi gibidir. Bu, tabiri caizse bindiği dalı kesmektir.

Kendi müşterisinin girdiği denize böyle bir pislik bırakmak, turizm adına yapılacak en büyük ihanettir. Kâr hırsına kapılıp doğayı gözden çıkarmak ne ticari zekâyla ne insanlıkla ne de mantıkla açıklanabilir. Bu vicdansızlık için kelimeler yetersiz kalır. Denizlerin kirletilmesine ağır ve caydırıcı cezalar verilmediği sürece, bu tür vakalar ne yazık ki artarak sürecektir. Belediyelerin, özellikle de çevre koruma birimlerinin bu konuda sıfır toleranslı bir politika izlemesi şarttır.

Olayın başka bir yüzü daha var. Oradaki duyarlı bir vatandaş olayı fark eder etmez zabıtayı aramış. Ama bir kere değil, tam beş kez! Zabıtayı defalarca arayarak, ısrarla, inatla, sabırla olay yerine getirtebilmiş. Eğer vatandaşın ısrarı olmasa, ne gelen var ne gören! Yani Bodrum’da bazen zabıtayı denize değil, telefona daldırmak gerekiyor.

Üstelik bu yalnızca bu olayla sınırlı değil. Başka bir vatandaş, barınaktan Albay’a giden yolda tam iki aydır park halinde duran bir karavandan şikâyetçi. Üstelik aynı karavan, geçen yıl da birkaç ay aynı noktada tatil yapmış! Vatandaş defalarca aramış zabıtayı ama bu sefer üstüne azar işitmiş: “Biliyoruz, ekip gidiyor” cevabını almış ama ekip ne gelen olmuş, ne giden…

Bodrum’da sadece denizler kirlenmiyor; aynı zamanda kamu hizmetine olan güven de kirleniyor. Zabıta birimi, yurttaşla değil; şikâyet konusu olanlarla empati kuruyor adeta. Oysa kamunun görevi tarafsız, hızlı ve etkili müdahaleyle kamu yararını korumaktır. Nezaketle davranmayan bir zabıta, görevini de layıkıyla yapamaz.

Şunu unutmayalım: Gümbet gibi güzide koylar, sabahları mavinin huzurunu arayanların değil; geceleri karanlıkta pislik boşaltanların ellerinde kirleniyor. Bu deniz hepimizin! Onu korumak sadece çevrecilerin değil, yerel yönetimlerin, otel işletmelerinin, zabıtanın ve her bir yurttaşın görevidir. Aksi hâlde Bodrum’u turizmin gözdesi değil, kendi ellerimizle boğduğumuz bir çöplüğe çeviririz.

Duran Öztürk
6/08/2025

Arena Haber
Arena Haber
Bodrum'un Güncel, İlkeli ve Güvenilir Haber Sitesi...

Popüler Haberler