Geçtiğimiz Salı günü Bodrum Ticaret Odası’nın toplantı salonunda; Muğla Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nün (MUSKİ) Stratejik Planlama süreci dahilinde, 2026 yılı “Katılımcı Bütçe Toplantısı” sunumunu takip ettim.
MUSKİ Genel Müdürü Yılmaz Şengül, Genel Müdür Yardımcıları Ahmet Demirel, Nuri Kali ve Meltem Sibel Kurtuluş’un yaptığı sunumu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, bazı meclis üyeleri, Bodrum Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Cemil Gündüz ve konuyu yakından takip eden STK temsilcileri, vatandaş ve basın mensupları takip etti.
Ahmet Aras’ın Bodrum Belediye başkanlığı döneminde kuruma kazandırdığı Ahmet Demirel‘in, yeni görevi MUSKİ Genel Müdür Yardımcısı olarak yaptığı sunum yaklaşık 1,5 saat sürdü.
MUSKİ’nin mali yapısını rakamlar bazında izah eden Demirel, yaklaşık 10 yıldır süren durağan konumun, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı bünyesinde yapılan planlamayla yerini, kısa ve orta vadede hareketli bir sürece bırakacağını bunun içinde katılımcı bütçenin hazır olduğunu detaylı bir şekilde anlattı.
Yatırımlardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nuri Kali’nin, birikmiş teknik sorunların çözümü için yapılan yatırım planlamaların nasıl hayata geçeceğini haritalar üzerinden yaptığı sunumunda tutuk olması ve bazı önemli noktaları atlaması dikkatlerden kaçmadı. Sayın Kali, kıymetli mesleki donanımı ve tecrübelerini daha etkili bir şekilde sunması konusundaki eksiklerini gündemine almalı bence..
Sunumun ilk iki bölümünü izleyenler arasından takip eden MBB Başkanı Ahmet Aras, toplantının son bölümünde söz alarak, MUSKİ’nin özellikle Bodrum özelinde yaşadığı sorunların siyasi süreçlerine de dokunarak geniş bir değerlendirme yaptı.
Konuşmasının içeriğinde önceki dönem MBB Başkanı Osman Gürün‘e de iyi bir belediye bıraktığı için teşekkür eden Başkan Aras, alınabilecek riskleri en üst limitten yüklenerek, birçok yatırımın talimatını verdiğini de ifade etti.
Osman Gürün zamanından bu yana Muğla altyapısı için Avrupa’dan bulunan 62 milyon Avroluk kredibilitenin Cumhurbaşkanı’nın önünde uzun bir süredir imzada beklediğine dikkat çeken Başkan Aras, Muğla’nın geleceği üzerinde büyük sorunlar oluşturacak yasal düzenlemeleri sert bir dille eleştirerek, sosyal medya üzerinden şahsına yapılan saldırıları önemsemediğini belirten bir duruş gösterdi.
Başkan Aras’ın kamusal görevini ifa ederken kullandığı yöntemlerle ilgili sorularımız ve eleştirel yaklaşımımız cepte duruyor. Ama bu yazının bu bölümünün konusu o değil..
Konumuz; kurumların liyakatli çalışanlarıyla değerli olacağı ve değer yaratacağının yanı sıra, üreteceği kamusal faydanın coğrafya ile nasıl buluşacağıdır.
Tamda bu anlamda; Yılmaz Şengül, Ahmet Demirel, Nuri Kali ve Meltem Sibel Kurtuluş‘tan oluşan birikimli ve tecrübeli bir yönetim kurulunu bir araya getiren MBB Başkanı Ahmet Aras’ın MUSKİ performansı bizi umutlandırdı.
Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin ilk hezeyanları arasında olan Ahmet Demirel tasarrufu, her şerde bir hayır vardır lafını doğrular nitelikte MUSKİ’de kendini gösterdi sanırım.
Gördüğüm ve bildiğim kadarıyla kamunun delikli bir kuruşuna bile sahip çıkan Demirel’in yöneteceği MUSKİ bütçesi, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı bünyesinde üretilen ve üretilecek planlarla, umut ediyorum ki! Su sorununu çözmüş bir Muğla’ya taşır bizi..
Dediğim gibi.. Kurumlar çalışanlarıyla değerlidir!
1994-99 Dönemi Bodrum Belediye Başkanı Tuğrul Acar‘ın çözüm önerisi ve çalışmasının, bugünde güncelliğini koruduğuna dikkat çekerek tamamlamak istiyorum bu bölümü..
Bodrum özelinde su sorununu kökünden çözmek, 600 Milyon ton/yıl performansı olan Dalaman Çayı‘nı, Mumcular Barajına üzerinden Bodrum’la buluşturmanın notunu buraya bırakıyorum.
Yoksa; deniz suyu arıtma projeleri üzerinden politika yapan yerel yöneticilerimiz, birçok konunun içinden geçtiği gibi denizlerimizle birlikte, delik deşik olan maliyemizin de içinden bir kez daha geçecek.
***
Salı günü değerlendirmemi takip etmediğim başka bir buluşmayla tamamlamak istiyorum.
Günün öğleden sonrasında, Bodrum FK‘nın WhatsApp basın grubundan aşağıdaki çağrı yapıldı.
“Bu akşam saat 20.00’de, Mavilu Otel’de düzenleyeceğimiz Bodrum Futbol Kulübü Yönetim Kurulu Kaynaşma Yemeğinde siz kıymetli basın emekçilerini de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız.
Bu etkinlik bir basın açıklaması ya da toplantısı olmayıp; yalnızca tanışmak, kaynaşmak ve karşılıklı dayanışma duygularımızı pekiştirmek amacıyla düzenlenmiştir.
Saygılarımızla,
Bodrum Futbol Kulübü“
Mesajın kalan kısmı; yer, saat vs. vs..
Malumunuz; geçtiğimiz hafta sonu Bodrum FK, yeni dönemde Aşkın Demir başkanlığında çalışacak olan 34 kişilik yönetim kurulunu kamuoyuyla paylaşmıştı.
Ben de akabinde konuyu değerlendiren “Goca Bodrumlular Efsane Başkanın Hizmetinde” başlığı altında bir yazı yazmış ve Bodrum FK’nın ilk icraatını da beklemeye başlamıştım.
Beklediğim ilk icraat yukarıda yazdığım çağrı metniyle geldi. “Kaynaşma yemeğine siz kıymetli basın emekçilerini de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız.” cümlesiyle yapılan çağrıyla birlikte..
Uzatmadan konuya gireyim.. Kaynaşma yemeği buluşması ayrı masalarda ve bölümlerde kaynaşmama buluşması olarak sona erdi.
Gerek geceyle ilgili paylaşılan fotoğraflardan yaptığım okuma, gerekse geceye katılan arkadaşlarımla yaptığım görüşmelerden anladığım şudur.
Madem kendi aranızda bir yönetim kurulu toplantısı yapmak istiyordunuz basını niye davet ettiniz?
Buluşmanın bir basın toplantısı şeklinde olmayacağı bir kaynaşma yemeği olacağı özellikle belirtilen toplantıda, kendinizi Şam’da basın mensuplarını Bağdat’ta neden konumladınız?
Saygısızlık derecesinde rahatsızlık yaratan bu davranışın gerekçesi; önceki yıllarda olduğu gibi bizim yerel basınla işimiz yok! Biz işimizi ajanslarla çözüyoruz. Nasıl olsa kalan kısımda ajansların abonesi öğretisinden mi kaynaklanıyor?
Bodrum Basınının Salı gecesi kaldığı durum hafızlarımızda yerini aldı.
Yazılarımı özlü sözlerle bitirmeyi sevdiğimi bilirsiniz.. Bu yazının özlü cümleleri de bunlar olsun;
Saygı görmek istiyorsan saygın olacaksın! Değer görmek istiyorsan değer katacaksın!