Perşembe, Haziran 19, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Vukuatsız Günü Geçmeyen Adrenalin Bağımlısı Bodrum Kent Konseyi…

Bodrum Kent Konseyi’nin Kasım 2024 seçimleri öncesi ve sonrasında yaşanan süreçler hakkında birçok yazı kaleme aldım.

Yazılarımın içeriği; BKK bünyesinde yaşanan gelişmelerin öncelikle usul açısından değerlendirilmesi, yanlış olanların eleştirilmesi ve sonrasında da olması gereken doğru süreçlerin sıralanması şeklindeydi.

Bütün bunları sıraladım da ne oldu! Tecrübeyle sabit olan yaşanmışlıkların sonucunda yaptığım paylaşımların bir anlamı oldu mu? Hayır, görüldüğü üzere olmadı.

Türkiye’de kurulma gerekçeleri, yönetmeliği, yönergeleri, seçim süreçleri, katkı sağlayacak aday profilleri, çalışma prensipleri gibi birçok detayları içeren dikkat çektiğim hatta uyardığım ne kadar konu varsa, 7 ay gibi kısa bir süre içerisinde hepsi yaşandı.

Yılını henüz tamamlayamayan yönetimin, seçim süreci önce mahkemelik oldu, sonrasında başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri arasında oluşan iletişim ve usul sorunları STK kulislerinin gündemi oldu. Yetmedi Bodrum Kent Konseyi’nin Whatsapp üzerinden yaptığı iç yazışmalarının Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’ye sızdırılması sonrasında BKK Başkanı Gamze Türk Oğuz’la Başkan Mandalinci’nin yaşadığı gerginlik, ilişkileri başka bir boyuta evirdi. Son olarak da BKK yürütme kurulu ve kadın meclis yürütme kurulu üyelerinden 9 istifa geldi.

Ne diyeyim! Yazarak çizerek anlattık olmadı! Davulla zurnayla anlattık olmadı! Çiçekle böcekle anlattık olmadı! Olmayınca olmuyor bazen ne yaparsan yap nafile…

Yaşanılanlarla her geçen gün prestij kaybeden kentin çatı örgütü Bodrum Kent Konseyi için elden ne gelir, daha ne yapılabilir diye düşünürken; Gazeteci Fatih Bozoğlu‘nun yaptığı ve Bodrum Sokak Haber’de yayınladığı Bodrum Kent Konseyi Başkanı Gamze Türk Oğuz röportajı yayınlandı.

Durum tespiti niteliği taşıyan bu röportajdan aldığım bazı bölümleri yorumlayarak sizlere aktaracağım.

Birde böyle dikkat çekmeye çalışalım..

***

Bodrum Kent Konseyi’nde neler oluyor? Sorusuyla başlayan röportaja Başkan Oğuz’un yanıtı “Her gün bir vukuatla geçiyor, biz adrenalin bağımlısı olduk, vukuat olmayan güne gün demiyoruz” oldu.

Gazeteci Bozoğlu, “İsterseniz başlangıcı seçim sürecinden yapalım. Seçimde divan odaklı yaşanan problemler oldu” tespitine Başkan Oğuz’dan cevap gelmedi. Oğuz sorunun etrafından dolaşarak ve kent konseyini ilk defa deneyimlediğini ifade ederek; kent konseyi nedir, toplantı teknikleri, bileşenleri, genel sekreter seçimi, vs gibi konularda bilgiler veriyor.

Kendisinin ve yürütme kurulu üyelerinin sürecin başından bu yana dış minnaklar tarafından polemik ortamına çekilmek istendiğini ifade eden Oğuz, son polemiğin gerekçesini de yürütme kurulu içinden gelen istifaya bağlıyor. 

Oğuz’un, Bodrum Kent Konseyi yürütme kurulunun farklı düşüncelerden oluşması gerektiğini savunduğu cümlelerini dinlerken, adayların seçim sürecin de kurdukları seçim ofisleri ve yaptıkları yakın markajlar film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Kent Konseylerinin bireysel çalışma alanı olması gerektiği gerçeğinin, blok listelerle ve sorunlu yetki belgeleriyle kullanılan oyların süreci nasıl hırpaladığına şahit olduğumuz günler kamuoyunca unutulmasa da Oğuz’un hafızasından çabucak silinmişe benziyor.

Bozoğlu’nun “zehir zemberek açıklamalar” başlığı altında basında yer alan Bodrum Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyesi Taner Akbal’ın istifa açıklaması hakkında ne diyeceksiniz? sorusunu; söylenenleri iddia olarak niteleyen Oğuz, Akbal’ın tartışma kültüründen yoksun olduğunu ve bu yüzden yaşanan gelişmeler sonrasında istifa ettiğini ve bu konuda iyi niyet görmediğini, söyleyerek cevaplıyor.

Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi Genel Kurulu‘nun gerçekleşmesi sonrasında yapılan ikinci toplantıdan bu yana mecliste bulunan iki grubun “birbirlerine girdikleri” tespitini yapan Başkan Oğuz, yaşanan sözcü seçimi tartışması etik olmayan hususları barındırsa da, Bodrum Kent Konseyi Yönetim Kurulu’nu bağlayan tarafının mevzuata uygunluğu olduğuna dikkat çekiyor. Oğuz, taraflar arasında bir isim tartışması üzerinden mahkemeleşme sürecinin olduğu bilgisini de paylaşıyor.

Diğer taraftan; Kadın Meclisinin Yönetim Kurulu’nda yaşanan istifalarla YK üye sayısının 6’ya düşmesi nedeniyle “seçimli olağanüstü genel kurulu gerekli kılmıştır” saptamasını yapan Oğuz, teknik bilgiden yoksun, kendi ifadesiyle bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş biri olarak, usulden uzak yeni bir vukuata neden oluyor.

***

Başkan Oğuz’un verdiği mülakattan en iyi anladığımız konu, BKK da günlerin vukuatsız geçmediği oldu..

Ama yarattıkları vukuatlar, tamamıyla BKK’nın kendi bünyesinden ortaya çıkıyor izlediğimiz kadarıyla..

Sayın Oğuz’un dediği gibi kimse Bodrum Kent Konseyi’ni eteğinden yakalayarak aşağı çekmiyor. Adeta kendi kendilerini imha ediyorlar.

Yazımın son bölümünde bunu nasıl başardıklarını anın içinden sıcak bir örnekle ifade edeyim.

Dün BKK Genel Sekreterliği; basın grubunda BKK Kadın Meclisi’nin YK’sının yaşanan istifalarla üye sayısının 6’ya düştüğünü ifade edip, Kadın Meclisi Yönergesini de gerekçe göstererek olağanüstü seçimli genel kurul kararı aldığını yazılı metinle paylaştı.

Maalesef Bodrum Kent Konseyi’nin son dönemi, seçimden günümüze kadar yaptığı usul hatalarıyla iki ileri bir geri mehter marşıyla ilerliyor.

BKK Kadın Meclisi seçimin yenilenmesinin usul yönünden mümkün olamayacağını da şöyle ifade edeyim.

  1. Bodrum Kent Konseyi bünyesinde kurulan meclislerin göreve gelmesi ve kapanması genel kurul onayıyla mümkündür.
  2. Kadın Meclisinin 7 kişilik yürütme kurulu üye sayısının 6’ya düşmesi meclisin yürütme Kurulu’nu çalışamaz hale getirmez. Kaldı ki yönergede Yürütme Kurulu kararlarının salt çoğunlukla (YK üye sayısının yarısından 1 fazla oyu ifade ettiği – bu da 4 üye demek) alındığı, bu nedenledir ki salt çoğunluk sona ermeden Yürütme Kurulu’nun görev süresinin sona ermesinin mümkün olmadığını ifade etmektedir.
  3. Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun bu kararı gerek Kent Konseyi gerekse de Kadın Meclisi yönergelerine dayandırması da mümkün değildir. Nedeni de bu konuda ifade edilen gerekçelerin yazılı olarak yönergelerde ifade edilmemesidir.
  4. Diğer taraftan dernekler kanunu da yönetim kurullarının yedekleri kalmasa da salt çoğunluğu devam ettirdiği sürece varlıklarını sürdürebileceğini ifade eder
  5. Yönergelerde aksi bir durum ifade edilemedikçe BKK’nın seçimleri ilgili kanunlara tabidir.
  6. Başkan Oğuz’un Gazeteci Bozoğlu’na verdiği mülakatta Muğla Barosu Bodrum Temsilciliği’nden alınan hukuk desteği ile bu kararın alındığını ifade etmesi ayrı bir değerlendirme konusudur. Bu konuda Muğla Barosu’na yazılı bir başvuru ve karşılığında bir cevap var mıdır? Yoksa şifahen bir görüşme midir?

Sonuçta Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun meclislerin kurulmasında bir dahlinin olamayacağı gibi kapanmasında ve seçime gidilmesi konularında da bir dahli olamaz. Bu konuda genel kurul çağrı yetkisi sadece ve sadece BKK Kadın Meclisi’nindir.

Tüm bu nedenlerle BKK Genel Sekreterliğinin yazılı açıklamayla yaptığı kadın meclisi seçimli genel kurul çağrısı; dayanaksız ve kadüktür.

Sonuç: Kent Konseylerinin ruh hali insanların yaşam alanlarından getirdiği kurallarla, deneyimlerle dayatarak yöneteceği yerler değildir.

Benzemeyenleri yönetmek; sadece analitik düşünmeyle olmaz birçok deneyim ve birikim gerektirir.

Popüler Haberler