İçmeler Yat Limanı ve Bir Kıyı Talanının Anatomisi
Yazı Dizisi: 4. Bölüm
Bodrum’un Denizi Kimindir?
İçmeler Yat Limanı Projesi’nin kamusal bir değer olmaktan çıkarılıp, bir avuç çıkar çevresinin hedefi haline getirilmesinin arkasında yalnızca olaylar değil, bu olayları yönlendiren kişiler ve kurumlar vardır. Bu bölümde, süreci yönlendiren aktörleri ve sergiledikleri tutumları Bodrum halkının dikkatine sunuyoruz.
1. Orhan Dinç: Kamu Projesinden Şahsi Projeye
İMEAK DTO Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç, bu sürecin en kritik figürlerinden biridir. DTO gibi denizcilerin meslek odasını temsil eden bir makamda bulunmasına rağmen, hükümetten gelen “ret” kararını fırsata çevirmiş, projeyi kamusal bir zeminde savunmak yerine özel bir kooperatif aracılığıyla dar bir grup çıkarına yönlendirmiştir.
Kurulan kooperatifin kurucuları arasında DTO yönetiminden başka isimlerin de bulunması, bunun bireysel değil örgütlü ve planlı bir rant operasyonu olduğunu ortaya koymaktadır. Oysa DTO, Bodrum’un denizciliğini, halkın kıyıya erişim hakkını savunmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük yerine getirilmemiş, makam denizciliğin değil, kıyı talanının öncüsü olmuştur.
2. Mahmut Serdar Kocadon: Ağabeyin Suskunluğu
BODTO Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Bodrum’un ticaret hayatında etkili bir ailenin ferdi olarak genelde kamuoyuna “ağabey figürü” olarak sunulmuştur. Ancak bu ağabeylik rolü, kamu yararını savunmaktan çok belirli sermaye çevrelerinin pozisyonunu korumaya evrilmiştir.
İçmeler Yat Limanı Projesi’nin ilk aşamasında BODTO’nun sürece dahil edilip ardından sessizce çekilmesi, perde arkasında ne tür hesaplar yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Kocadon’un pozisyonu, halkın değil zenginler kulübünün çıkarları doğrultusunda şekillenmiş ve sessizliği, bu projenin özel çıkar gruplarına devrine zemin hazırlamıştır.
3. Erdoğan Başeğmez: Sessizlikle Ortak Olmak
Bodrum Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Erdoğan Başeğmez, temsil ettiği küçük esnafın çıkarlarını savunması gereken bir konumda olmasına rağmen, proje sürecinde hiçbir görünür tavır ortaya koymamıştır.
Denizciliğin ve denizle iç içe yaşamın doğrudan muhatabı olan Bodrum esnafı, bu liman projesiyle geleceğe daha sağlam bakabilirdi. Ancak oda yönetiminin sessiz kalması, tarihi bir fırsatın kaçmasına neden olmuş, bu sessizlik dolaylı bir onaya dönüşmüştür. Meslek odaları, üyelerinin sesi olmak zorundadır; susarak bu sorumluluk terk edilmiştir.
4. Osman Gökmen: “CHP’li Belediyeye Hayır” Diyerek Kamu Yararı Engellendi
İçmeler Yat Limanı Projesi’nin önündeki en büyük siyasi engellerden biri, dönemin AKP Bodrum İlçe Başkanı Osman Gökmen’in izlediği partizan ve yıkıcı tutumdur. Gökmen, bu projeyi Bodrum halkının değil, CHP’li bir belediyenin projesi olarak görmüş ve başından itibaren her türlü siyasi engellemeyi merkez nezdinde organize etmiştir.
“CHP’li belediyeye marina yaptırmayız” anlayışıyla hareket eden Gökmen, projenin kamuya hizmet etme potansiyelini görmezden gelmiş, projeye dair olası bakanlık desteğini perde arkasında engellemiştir. Kamu yararını değil, siyasi rövanşı önceleyen bu yaklaşım, yalnızca bir projeyi değil; Bodrum halkının denizle olan bağını da kesintiye uğratmıştır.
5. Ahmet Aras: Samimi Mücadele, Engellenen İrade
Dönemin Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, İçmeler Yat Limanı Projesi’ni kamu yararı temelinde sahiplenmiş ve gerekli teknik, hukuki adımları kararlılıkla atmıştır. Ankara nezdinde, dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın talepleri doğrultusunda konsorsiyum kurulması, revizyon yapılması gibi tüm işlemleri yerine getirmiştir.
Ancak merkezi hükümet, projenin CHP’li bir belediye tarafından sahiplenilmesini siyasi bir tehdit olarak görmüş ve gereken desteği hiçbir zaman vermemiştir. Aras’ın gösterdiği samimi çaba, siyasi bariyerlere çarpmış ve halk adına yürütülen bu proje Ankara’dan veto yemiştir.
Bu süreçte Aras’ın en büyük zaafı, bu siyasi engelleri kamuoyuna yeterince açık anlatamaması, mücadeleyi toplumsal bir sahiplenmeye dönüştürememesi olmuştur. Yine de Aras’ın bu projeyi Bodrum’un geleceği adına sahiplenmesi ve çözüm odaklı tutumu, tarihsel bir çaba olarak anılmayı hak etmektedir.
6. Bodrum Denizciler Derneği: Kaybedilen Güven
İçmeler Yat Limanı Projesi’nin doğal sahibi olması gereken Denizciler Derneği, zamanla iç işleyişindeki zayıflıklar ve etkisiz yönetimlerle sürecin dışında kalmıştır. Derneğin Bodrum Belediyesi’ne devrettiği hisseler, aslında kamusal mücadelenin zayıflamasına ve özel çıkar gruplarının alan açmasına neden olmuştur.
Denizciler Derneği, bu süreçte üyelerinin çıkarlarını koruyamamış, kamuoyu karşısında yeterince duruş sergileyememiştir. Yeni dönemde bu hataların telafi edilmesi ve denizciliği savunan bağımsız ve kamucu bir çizginin inşa edilmesi şarttır.
SONUÇ: SORUMLULAR BELLİ, GELECEK İÇİN SEÇİM BELLİ
İçmeler Yat Limanı Projesi; rant odaklı kişilerin organize hamleleri, sessiz kalan odaların pasifliği, ve siyasi engellemeler nedeniyle kamunun elinden alınmak istenmiştir.
Bugün Bodrum halkının ve gerçek denizcilerin önünde net bir yol ayrımı durmaktadır:
Ya bu proje bir avuç zenginin özel koyuna dönüşecek,
ya da Bodrum’un denizi yeniden Bodrumlunun olacaktır.
Devam Edecek…
5. Bölüm – Denizciliğin Bugünkü Sorunları: Marinalar, İşgaller ve Kamusal Haklar
(Bu bölümde Bodrum’daki marina tekelleşmesi, kıyı işgalleri ve halkın denizle buluşmasının nasıl engellendiği anlatılacak.)