İş akdi tek taraflı feshedilen Bodrum Belediyesi Basın Yayın Müdürlüğü çalışanı Deniz Özbaş, yapılan haksız ve hukuksuz uygulama sonrasında eylem yapacağını açıkladı
ARENA HABER – Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin sözlü oluruyla gerçekleşen İş Sözleşmesi Fesih Bildirimi, 14 Temmuz 2024 tarihinde Personel A.Ş. Müdürü Derya Şahin Şen tarafından, Özbaş’a tebliğ edildi.
Yapılan tebliğde iş akdinin fesih gerekçesi olarak “güncel ihtiyaç olmadığı ve iş yükü planlamasında metin yazarı pozisyonunda personel görevlendirilmesine gerek olmadığı” ifade edildi.
Özbaş; bu sabah yaptığı ayrıntılı basın açıklamasında, Bodrum Belediyesi ve Basın Müdürlüğü içinde gerçekleşen yatay ve dikey ilişkilere yer vererek “halkçı belediye başkanı mı yerel diktatör mü? sorusunu sordu.
Birçok detayı barındıran açıklama aşağıdaki ifadelerden oluştu:
“35 yıllık gazeteciyim. Muğla Gazeteciler Cemiyeti üyesiyim. 2008 yılından bu yana uluslararası basın kartı taşıyorum.
Uluslararası Bağımsız Gazeteciler İnisiyatifi ve Bodrum Belediyesi’nde yetkili Belediye-İş Sendikası üyesiyim.
Dokuz yıldır Bodrum Belediyesi Basın Yayın biriminde, “metin yazarı” görevi ile basılan kitap ve kitapçıkları hazırlıyor, araştırıyor, metinleri yazıyor, yazılı metinleri redakte ediyorum. Kitap ve kitapçıklarda yer alan belediye başkanlarına ait önsözleri, sunumları ve akademik raporları hazırlıyorum.
Bodrum Belediyesi Kültür Yayınları için hazırladığım kitap ve kitapçıkların sayısı ve niteliği ortadır. Şu anda da araştırmaları üç yıldır süren, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) son Başkanvekili Bodrumlu Hilmi Uran’la ilgili “Son CHP Başkanvekili Mustafa Hilmi Uran Osmanlı’dan Cumhuriyete Bir İdareci (1923-1950 Türkiye ve CHP üzerine notlar”) başlıklı kitabın metinlerini yazıyorum.
31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrası Bodrum Belediye Başkanlığı görevine gelen CHP’li Tamer Mandalinci tarafından 11 Temmuz 2025 günü işten çıkarıldım.
İşten çıkarılmama “yürütülen hizmetlerin güncel ihtiyaçları ve iş yükü planlanmasında metin yazarı pozisyonunda personel görevlendirilmesine gerek olmadığı” gerekçe gösterildi.
Ekmeğimle oynayan bu karar, toplu iş sözleşmemizde de açıkça belirtilmiş maddelere aykırı ve hukuk dışıdır. Sendika avukatımız “işime iade edilmem” ve “uğradığım zararın tanzim edilmesi” ile ilgili davayı öncelikli açıyor.
Tek taraflı, hukuksuz ve kötü niyetli bu işten çıkarma kararını duyurmak, insandan, emekten, emekçiden, demokrasiden, haktan ve hukuktan yana kamuoyunu bilgilendirmek istedim.
Bir buçuk yıllık görev süresini dolduran Tamer Mandalinci, kent için yapılması gerekenlerden çok “Çalışanlara Sürgün”, “Arkadaş Atamaları”, “Paralel Basın Yapılanması”, “Kişiye Özel Basın Bütçesi”, “4 Kişilik Özel Basın Ekibine Ayda 1 Milyon Ücret”, “Özel PR Anlaşması” haberlerine konu olan keyfi yönetimi ile gündem olmaktadır.
Kamu ve hizmet kurumu olan belediyeyi özel şirketi anlayışı ile yöneten Mandalinci, haklarını savunamayan, sendikasız yüzlerce çalışanın işine son vermiştir. İşsizliğin aç kalmak olduğu ülkemizde, işçi kıyımı ve işçi düşmanlığını “belediyeyi kâra geçireceğim” sözleriyle savunsa da kendisine yakın olacağını düşündüğü insanları işe almaya da devam etmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin “Halkçı Belediye” sloganı ile göreve gelen, makam odası, makam arabası arasında silahlı korumalar ile (Bodrum Belediyesi tarihinde ilk kez) saltanat kuran Tamer Mandalinci, saltanat sıkıntısının en üst düzeyde yaşandığı ülkemizde, “yerel diktatör” örnekleri sergilemektedir.
Hayatında tek bir gün çalışmamış Mandalinci’nin ekmeğimle oynamasına, işsiz bırakarak açlığa mahkum etmesine sessiz kalmayacağımı Bodrum halkı ve tüm demokrasi güçleri ile paylaşmak isterim.
İşten çıkarılmamı, 21 Temmuz 2025 Pazartesi günü, saat 08.20’de, sekiz yıl mesai yaptığım Bodrum Belediyesi merdivenlerine oturarak, anayasal ve demokratik haklarım çerçevesinde, sendikamın da desteği ile protesto edeceğimi kamuoyuna duyuruyorum.
Halktan toplanan vergilerle bol sıfırlı maaşlar alan, atadığı arkadaşları, özel kalem harcamaları ile saltanat süren, halktan ayrıcalıklı bu yöneticiler üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmaya davet ediyorum.
İşimi ve ekmeğimi istiyorum. Keyfi işten çıkarılmayı kabul etmiyorum. Üç beş zengin çocuğunun haklarıma saldırmasına sessiz kalmıyorum.”