Kadim dostum Zalimcan, geçtiğimiz hafta içinde Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde Turizm Haftası kapsamında gerçekleştirilen “Muğla Turizminin Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu bir panele katılmış. Ben de kendimi bildim bileli, turizme ilişkin bu tür panellere katılır ve hatta akademik öneriler sunarım ama turizmin ana öğesi olan halka ve sektöre inen stratejilerin bir türlü hayata geçtiğini göremedim ya neyse.
Panelde söz alan Ahmet Aras, göreve başladığı günden bu yana turizmi geliştirmeye yönelik hayata geçirilen önemli projeleri anlatmış ve ‘Muğla Turizm Araştırma ve Strateji Geliştirme Platformu‘nu kurarak kent turizmini yönlendiren bir rehber oluşturulduğundan söz etmiş. Ben böyle bir rehber görmedim, okumadım ama dikkatimden kaçmış olabilir. Bilgi sahibi olursam, elbette görüşlerimi beyan edebilirim.
Ahmet Aras, esasında benim de desteklediğim “Dünya Kenti Muğla” vizyonuyla turizmi çeşitlendirerek 12 aya yaymayı hedeflediklerini ifade ederek, son bir yılda Londra, Berlin, Moskova ve İstanbul’da düzenlenen dünyanın en büyük turizm fuarlarına Muğla’daki sektör paydaşlarıyla katıldıklarını belirtip, 2024 yılının ilk iki ayına oranla 2025’in aynı döneminde yüzde 20’lik turist sayısı artışı olduğunu ve 27 bin 660 turist sayısına ulaşıldığını söylemiş.
Susuz, altyapısız, Gökova Körfezine atık suların akıtıldığı, tarımın can çekiştiği, yolların cehennem çukurlarıyla dolu olduğu, henüz otellerin açılış bile yapmadığı gerçeklik ortamında, demek ki oluşturulan bu “turizm strateji rehberi” anında fayda sağlamaya başlamış. Helal olsun. Sadece bu da değil. Bodrum Belediye Başkanımızın hızla sahaya inerek yaz öncesi Kumbahçe’deki esnafın fiyat tabelalarını elli santimetre daha geriye çekmelerini rica etmesinden de anlaşılacağı üzere bu yaz çakı gibi hazırız turist yağmuruna.
Zalimcan’ın aktardıklarından dikkatimi çeken Ahmet Aras’ın bir ifadesi ise; “Göreve geldiğimiz ilk yıl içerisinde, önceki dönemlerde yapılamayan çalışmaları hızla hayata geçirerek, kentin turizm vizyonunu şekillendiren önemli adımlar attık” şeklindeki açıklaması oldu. Osman Gürün Başkanı yine gömmüş ama demek ki liyakat sahibi danışmanları öyle uygun gördü. Biz bu topa girmeyelim en iyisi.
Turizm Haftası, 1977’den beri her yıl 15-22 Nisan’a rastlayan günlerde kutlanır. Önceleri turizm sezonun açılışı olarak kutlanılan hafta, günümüzde anlamını da değiştirmiştir. Turizmin bütün bir yıla yaygınlaştırılması, alternatif turizm türleri ve bu konuda Bakanlıkça yapılan çalışmalar, projeler hafta boyunca çeşitli etkinliklerle gençlere ve halka anlatılmakta, turizmden en yüksek geliri sağlamada yapılması gerekenler ile tarihsel ve kültürel mirasımıza sahip çıkma konusunda vatandaşlar bilinçlendirilmektedir.
Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, Muğla halkının yanında biz Bodrum halkı olarak da çok bilinçlendik değil mi? Bu yaz Bodrum’a geleceği düşünülen 2 milyona yakın turisti özlemle beklemeye başladık. Su temini ve altyapısı, kanalizasyon ve arıtma, çöp toplama ve depolama sistemleri, görsel kirlilik, çakma (pardon imitasyon) ürün pazarı, ulaşım sorunları, kültür/sanat/spor/sağlık tesisleri, nitelikli işgücü ve işgücünün konaklama sorunları, esnaf ve yerel halk konukseverliği, otopark sistemlerinin turistik alanlardaki yeterliliği, özgün mimari kimliğin kesiksiz izlenebilmesi, güvenlik, turizm danışma sisteminin yeterliliği, kurumsal muhatap bulma olanağı, turizm ürünlerindeki fiyat istikrarı konularında neler yapıldığını biz de öğrensek de şöyle göğsümüzü gere gere turistlere anlatabilsek.
Muğla’nın bütününde ve Bodrum’da “sıra dışı”, “büyüleyici” ve “orijinal” turizm ürünlerini turizm pazarına sunmadan, Londra’daki “Dünya Turizm Pazarı 2024” sahnesine çıkarken, Datça’nın, Fethiye’nin, Bodrum’un birkaç güzel fotoğrafını duvarlara yapıştırarak ve önünde fotoğraflar çektirerek, birkaç otoriteyle görüşüp dilek ve temenniler sunarak yapılan “Master Plan” hazırlıkları iyi gidiyordur umarım. Aksi halde bunun olsa olsa “Mister Plan” olacağını daha önce söylemiştim.
Neredeyse unutuyordum. Bir ara Ahmet Aras’ın o muhteşem danışmanlarının bir “Mega Festival Projesi” vardı. Sahi ne oldu o projeye? Böyle bir projenin tüm Muğla’yı kapsayacak şekilde güncelleneceğini umuyorum. “Tasarruf tedbirleri” mi? Orası aşılır merak etmeyin. Kıyıda köşede imar rantından elde edeceği gelirlerden küçük bir payı “sponsorluk” olarak verecek şirketler mutlaka vardır sırada.
Evimin penceresinden Kargı Koyuna bakarken “bir yudum turizm içiyorum, gözlerim kapalı”..