Salı, Kasım 4, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Sol Yeniden Sahneye Dönüyor — Bodrum’dan Yükselen Sessiz Çığlık

“Sol, sağ diye bir şey kalmadı” safsatası, yıllardır bu ülkenin emekçilerini, yoksullarını, doğa savunucularını siyasetsizliğe mahkûm etti. Oysa gerçek tam tersidir: İdeolojiler ölmez, yalnızca geri çekilir. Şimdi o sessiz çığlık yeniden yükseliyor — Bodrum’dan, Muğla’dan, ülkenin dört bir yanından…

Bugün yaşadığımız hayat pahalılığı, adaletsiz vergi düzeni, açlık sınırında yaşamak zorunda bırakılan emekliler; aslında tek bir gerçeği haykırıyor: Bu düzen sürdürülemez.

Bir ömür çalışmış, alın teriyle bu ülkenin çarklarını döndürmüş milyonlar; iktidarın lüksü karşısında kuru ekmeğe muhtaç edilmiştir.

İşçi sınıfı, asgari ücretin altında yaşam mücadelesi verirken; üreten, yaratan herkes değersizleştirilmiştir.

Gençler geleceksiz, kadınlar güvencesiz, doğa sahipsiz bırakılmıştır.
Ve en çok da demokrasi, her gün yeni bir darbeyle sınanmaktadır.

Ama umudu yeniden örgütlemek mümkündür.

Dünyanın öbür ucunda bile, ABD’de, Financial Times sayfalarında artık “sosyalizm yeniden yükseliyor” cümleleri yazılıyorsa, bu yalnızca küresel bir trend değil, insanlığın vicdanının uyanışıdır.

Ahmet Tan’ın DİSK sayfasında paylaştığı o görsel — kırmızı yelekli gençlerin “Democratic Socialists of America” yazılı pankartla yürüyüşü — aslında Bodrum sokaklarına da dokunan bir çağrıdır:

“Eşitlik, adalet, emek ve doğa için yeniden ayağa kalkın.”

Bodrum, yalnızca deniziyle değil, dayanışma kültürüyle de bu çağrının anlamını bilir.
Bugün bu kentte yaşam, rant uğruna betona boğuluyorsa; dereler caddeye, koylar limana, halk plajları özel işletmelere dönüşüyorsa; mesele yalnız çevre meselesi değildir — bu da sınıf mücadelesidir.

Çünkü doğayı savunmak, aynı zamanda emeği, yaşamı ve geleceği savunmaktır.
Bu kentin zeytinlikleri, dereleri, balıkçıları, küçük esnafı; hepsi aynı büyük sömürünün hedefindedir.

DİSK Emekli-Sen, bu sessiz çığlığın örgütlü sesidir.

Biz, hem geçmişin onurlu emekçileri hem de geleceğin yol göstericileriyiz.

Emeklilik bir dinlenme değil, toplumsal sorumluluğun devamıdır.

Bu yüzden, hayat pahalılığına, adaletsizliğe, yağmaya, otokrasiye karşı; demokrasiyi, kamuculuğu, paylaşmayı savunuyoruz.

Çünkü biliyoruz:
Ya emek kazanacak, ya bu ülke tüm değerlerini yitirecek.

Bodrum’dan yükselen bu ses, yalnızca bir kentin değil, bir ülkenin sesidir.

Emeğin, doğanın, özgürlüğün sesi…

Ve bu ses, her geçen gün biraz daha çoğalıyor.

Popüler Haberler