Cumartesi, Kasım 15, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Toplumsal Birliktelik İçin Bir Örnek “Şehir Kulübü” – 2

Bodrum’daki yaşam kalitemizin artmasına katkı koyabilmek adına arayışlarımızın bir parçası olarak “Şehir Kulübü” olgusunu incelemeye devam edeceğiz.

Bu arada Zalimcan’ın hepinize selamı var. Hala Ankara’da ve gerçekten çok yoğun. Hazır o yokken, biz de rahat rahat konuşabiliyoruz. Geldikten sonra eminim ki ensemizde boza pişirecek.

1900’lü yılların başlarında İttihat ve Terakki Cemiyeti, İstanbul’un dışında Anadolu’da da kulüpler açmıştır. “Cemiyet kulüpleri” olarak açılan bu kulüpler, birçok sorunun kaynağı olarak görülen cehaleti sona erdirmek için eğitim hizmetleri verme amaçlı olarak kurulmuştur. Bu mekanlar, tarihsel olarak kent elitlerinin sosyalleşme ve modernleşme mekanları olmuştur. Kent yöneticilerinin yanı sıra, kente dair belirleyici güçleri olan kent öncüleri buralarda konuşup tartışmış ve yaşanan her türlü soruna çareler üretmiştir.

Batıdaki illerden başka Şanlıurfa, Ardahan, Gaziantep gibi illerde kurulan şehir kulüpleri varmış. 2. Dünya Savaşı sırasında kurulan şehir kulüplerinden birisi neredeymiş biliyor musunuz? Aydın’ın Çine ilçesinde. Müdavimlerinin ise memurlar ve tütün tüccarları olduğunu öğreniyoruz.

Bodrum’da da yakın zamana kadar Şehir Kulübünün olduğunu biliyoruz. Bodrumlu büyüklerimizden aldığımız bilgilere göre Bodrum Şehir Kulübü; bugün Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan, bir ara Belediyenin “Artemisia Sergi Salonu” olarak kullandığı, bu aralar ise “Sünger Müzesi” olarak yenilemeye çalışılan tek katlı, mavi söveli bir taş yapıda nefes almaktaydı. Bugün hala, “Barlar Sokağı” olarak bilinen Cumhuriyet Caddesinde, Kilise Meydanından Kumbahçe’ye doğru giderken sağ tarafta görebilirsiniz bu yapıyı.

Yapı 1945-48’li yıllarda “Şehir Kulübü” olarak hizmet vermeye başlamış ve “Hüseyin Tin (Karpuz)” tarafından işletiliyormuş. Bodrum’un üst düzey bürokratları (Kaymakam, Belediye Başkanı, Hakim, Savcı, kurum müdürleri, dışarıdan gelen önemli konuklar vb) ile eşraftan gelenler, akşamüstleri paralı/parasız oyun oynadıktan sonra, akşam olunca da Karpuz Hüseyin’in annesi tarafından yapılan mezeleri ve yemekleri yiyebiliyorlarmış.

Şehir Kulübü, 1960’lı yıllarda Boyacı Ali Terkin’in oğlu Cumhur Terkin tarafından da işletilmiş. Hatta Hüseyin Yeter Şakar’ın anlattığına göre, 1949 yılında kendisi de ortaokul öğrencisi iken, Bodrum’da henüz ortaokul binası yapım aşamasındaymış ve yaklaşık 1 ay süreyle öğrenciler Bodrum Şehir Kulübünde eğitim görmüş. Gündüzleri öğrenci sıraları ve tahta konup, akşamları kaldırılıp kulüp haline getirilen bir mekandan söz ediyoruz.

1970’li yıllara gelince Bodrum Şehir Kulübü kapanmış ve Zeki Günaydın’ın babası Ali Günaydın tarafından alınarak “Kortan Restoran” ismiyle yıllarca işletilmiş. Eski Bodrum’luların “aaah o günler” diye iç çektiği zamanlar, nasıl da özlem kokuyor değil mi?

Bodrum’da bu amaçla bir araya gelen küçük topluluklar hala var. Örneğin bu gazetenin yazarı Duran Öztürk’ün de içinde bulunduğu “Fikir Kulübü”, katılanı olmaktan gurur duyduğumuz “Çarşamba Kahvaltısı Grubu”, yaşayan örnekler olarak önümüzde. Bir sivil toplum kuruluşu niteliğinde olmayan bu topluluklarda, başta Bodrum’un yerel sorunları olmak üzere, Türkiye’nin, hatta Dünya’nın bile sorunları tartışılmakta, konuşulmakta. Keşke kent yöneticileri ve kent öncüleri de bu tür tartışma platformlarına katılsa.  Güzel olmaz mı?

Kuşkusuz bugün aynı model doğrudan kopyalanamaz belki fakat yerel yönetimlerce kapsayıcı, demokratik ve kültürel bir “şehir evi” formatında yeniden tanımlanırsa, kent kimliğini güçlendiren, düşünce sermayesini canlandıran ve aidiyeti pekiştiren önemli bir işlev görebilir.

Nasıl olabileceğini haftaya konuşalım mı?

Popüler Haberler