Bodrum Ticaret Odası ile İŞKUR arasında imzalanan protokol çerçevesinde, geçtiğimiz haftalarda BODTO binasında bir İŞKUR Hizmet Noktası açıldı. Bu gelişme, kâğıt üzerinde önemli bir adım olarak görünse de, sahadaki gerçeklerle yüzleşince eksiklikler de gün yüzüne çıkıyor. Özellikle Bodrum gibi sezonluk iş yükünün arttığı, iş gücü talebinin hızla yükseldiği bir kentte, haftada sadece iki gün açık bir masa kurmak, çözüm değil; geçici bir pansuman gibidir.
Sorunun kaynağını doğru teşhis etmek gerekiyor: Bodrum’da yalnızca işsizlik değil, nitelikli ve işine hakim çalışan eksikliği temel problemdir. Otelinden restoranına, kafesinden marinaya kadar birçok işletme, işçi bulamamaktan değil, nitelikli ve sürdürülebilir katkı sağlayacak çalışan bulamamaktan şikayetçi.
Turizm artık yalnızca sıcak yemek, temiz yatak ve denizle sınırlı bir sektör değil. Bugünün Bodrum ziyaretçisi, iyi servis bekliyor, birkaç dil bilen personelle muhatap olmak istiyor, kriz anlarında çözüm üreten, güler yüzlü ama profesyonel bir hizmet anlayışını talep ediyor. Bu talep ise, ancak eğitilmiş, bilinçli, iş etiği olan ve mesleki donanıma sahip bir iş gücüyle karşılanabilir.
Ancak İŞKUR’un mevcut yaklaşımı, bu ihtiyaca yanıt vermekte yetersiz kalıyor. İş ilanı yayınlamak ve başvuru kabul etmekle sınırlı kalan hizmetler, sorunun özüne dokunmuyor. Oysa Bodrum gibi bir turizm kentinde, İŞKUR’un rolü çok daha aktif ve yönlendirici olmalı.
İŞKUR; turizm sektörünün ihtiyaçlarına uygun meslek edindirme kursları düzenlemeli, otelcilik, servis, temizlik, teknisyenlik, acentecilik, animasyon gibi alanlarda sertifikalı ve pratik eğitimler vermelidir. Genç iş gücü yalnızca işe yönlendirilmemeli, aynı zamanda işin gereklerine hazırlanmalıdır. Aynı şekilde, işverenlere yönelik danışmanlık hizmetleriyle işyeri içi eğitim programları da teşvik edilmelidir.
BODTO’nun bu işbirliğini başlatması elbette değerlidir. Ancak sürdürülebilir ve kapsayıcı hale gelmesi için bu masanın haftada iki gün değil, haftanın her günü açık olması ve sadece bürokratik değil, sektör odaklı çözümler üreten bir merkez gibi çalışması gerekmektedir.
Bodrum’un turizmdeki başarısı, artık lüks otellerden, marka restoranlardan veya yeni yatırımlardan değil; bu işletmeleri taşıyacak insan kalitesinden geçmektedir. Kaliteli iş gücü olmayan bir kent, en lüks tesislerle bile fark yaratamaz.
Turizmin kalbi Bodrum’da atıyor; ancak o kalbi sağlıklı tutacak olan, nitelikli emektir. Şimdi o emeği üretme zamanıdır.
