Çarşamba, Kasım 5, 2025

Çok Okunanlar

Benzer Gönderiler

Niyazi Atare Kurban Mı Seçildi?

Bodrum Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Niyazi Atare ve beraberindeki CHP Muğla İl Yönetim Kurulu Yedek Üyesi İbrahim Çırakoğlu, 31 Ekim 2025 tarihinde çıkarıldıkları mahkemece “rüşvet almak” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İddiaya göre Atare , Mumcular bölgesinde bir müteahhitin şantiyesine yol açma işlemi karşılığında 1 Milyon TL talep etti. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda, 400 bin TL rüşvet alırken suçüstü yakalandı.

Olay; Bodrum ve Muğla genelinde siyasi ve toplumsal alanda derin etkiler yaratmaya devam etmektedir.

Masumiyet karinesi gereği Niyazi Atare’nin suçlandığı olaylardan çok bu konunun sosyal ve siyasal alandaki etkileri ve siyaset kurumunun rolünü irdelemeye çalışacağım.

Olayın bir CHP’li meclis üyesi ve hatta Belediye meclisinde grup sözcüsü olarak siyasi temsili olan birinin başına gelmesi en başta partinin yerel yönetimlerdeki güvenirliğini ciddi şekilde sarsmıştır.

AK Parti Bodrum İlçe Teşkilatı, tutuklamaların ardından yazılı bir açıklama yaparak rüşvet iddialarının sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirtti. Sanki daha yakın zamanda kendi eski ilçe başkanları evrakta sahtecilik suçlamasıyla gözaltına alınmamış gibi.

Bodrum Belediye Başkanlığı; konunun Belediye dışında gelişen bir olay olduğunu söyleyerek olayı kendi kurumsal yapısından ayırma ve mesafeli durma çabası içerisine girdi.

CHP İl ve İlçe örgütleri ve de Bodrum Belediyesi her ne kadar kendilerini bu olayın dışında tutmaya çalışsalar da olay, ulusal ve yerel medyada geniş yer bulmuş ve Bodrum’un en çok konuşulan gündem maddesi haline gelmiştir.

Ayrıca Niyazi Atare’nin eski belediye başkanları döneminde de kritik görevlerde bulunması nedeniyle kendisinin Bodrum CHP siyasetinin “kara kutusu” olduğu ve soruşturmanın daha derin siyasi bağlantıları ortaya çıkarabileceği yönünde iddialar da yaygın biçimde konuşulmaktadır.

Doğal olarak şimdi telaşa kapılanlar, uykusu kaçanlar olduğu gibi Ortakent meyhanelerinde yapılan sohbetlere meze yapılmaya çalışılan Niyazi Atare, acaba kurban mı seçildi diye sormadan edemiyoruz.

Niyazi Atare gençlik kollarından başlayarak CHP’de siyaset yapmaya çalışan, ancak siyaseti bir meslek gibi gören biriydi.

Tıpkı CHP’ deki siyaset baronlarının her fırsatta “gençler, geleceğimizdir, onları siyasete kazandırmalıyız” diyerek sokağa saldıkları akranları gibi.

Türkiye’nin her yerinde gençler siyasetçi büyüklerinin angarya işlerini yaptırdıkları kişiler olmuşlardır. Ancak Muğla’da çok daha ilkel ve düzeysiz bir siyaset tarzı uygulanmaktadır.
Muğla’nın sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamına yön veren bir avuç rantiyeci her dönemde her siyasi parti içerisinde benzer gençleri iliklerine kadar sömürmüş, kendi kişisel ikbal ve siyasi çıkarları uğruna acımasızca kullanmış ve işleri bittiğinde bir paçavra gibi çöpe atmışlardır.

Her partide uzantıları olan, kullanışlı aparatlar sayesinde bütün partileri dizayn etmeye çalışan bu siyaset artıkları ilçe başkanlarını da belediye başkanları ve meclis üyelerini ve hatta milletvekillerini de kendileri belirlemek üzere Ankara ilişkileri oluşturmuşlar.
Medya içerisinde de gerektiği ölçüde destek alabilme konusunda zorlandıklarını söyleyemeyiz.

Gerek İl gerekse İlçe yönetiminin işi zor…

3 Dönem Niyazi Atare’yi en yüksek oyla meclise sokan, Büyükşehir’e gönderen, Bodrum Belediyesinde en yetkili görevleri veren, Muğla Büyükşehir iştiraki şirkette yönetim kurulu üyesi yapanlar aynı zihniyetin insanları.

Bir kişiye kapasitesinin üstünde yük verirseniz eninde sonunda yıkılır.
Sonra da şimdi yapıldığı gibi timsahın gözyaşları..

Bu genç insanları iş ve meslek sahibi olmaya yönlendirmek, yetenekleri varsa siyasette desteklemek yerine kullanabilecekleri askerler gibi değerlendirenlerin şimdi geri çekilip, gelişmeleri keyifle seyrettiklerini biliyoruz.

Ortada bir suç, bir kabahat varsa bu yalnızca bu genç insanlara ihale edilemez.
En az onlar kadar ve hatta onlardan daha çok bu köhnemiş zihniyetteki siyaset baronları suçludur.

Siyasette bir yerlere gelmek adına en başta kendileri siyaseti bir meslek olarak görenlerin kurbanı olan gençlerden daha çok onları yanlış yönlendirenler suçludur.
En başta onların özeleştiri yapması, daha da önemlisi siyaset kurumunun bu ayrık otlarını siyaset tarlasından ayıklaması gerekir.

Yargılama sona erene kadar her sanık masumdur. Varsa cezasını çeker.
Peki ya o perde gerisindeki siyaset cambazları?

Gerçi onların ne Bodrum ne Muğla ne de Türkiye diye bir dertleri yoktur, şimdiye kadar da olmamıştır.

Onlar için varsa yoksa ekonomik güçlerini korumak, seçimden seçime siyasi egolarını tatmin etmek ve tüm bunlar için de genç insanları kullanmak.

Ama unutmayın bu gençlerin ahı çok ağır olur!

Popüler Haberler