Yurdum insanı nispeten de olsa doğayı ve insanı önceleyen değerler üzerinden yapılan siyaseti, 1980 darbesiyle “etik değerler mezarlığına” defnetmişti bildiğiniz üzere…
Yine bildiğiniz üzere geleneksel değerlerimizin nispeten kontrol mekanizması görevi yaptığı Türk siyaset dünyası, Turgut Özal ile başlayan erozyonu ne durdurabilmiş ne de yavaşlatabilmişti.
İşin sonunda zübükleşen kimliklerin siyaset alanını işgal etmeye başladığı, tarifi pekte mümkün olmayan insanların kamusal yetki kullandığı, hepimizin neredeyse yaradana emanet hale geldiğimiz sabahlara uyanır hale geldik.
Her şeyin olabilecek en kötü düzeyde geliştiği bu günlerde Mustafa Kemal Atatürk’ün “vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” sözünü üzerine alacak pek de kimse kalmadı dersem afaki olmaz diye düşünüyorum.
İstisnaları hariç, kamuda yaşanan toplumsal çürüme için söylenecek son söz “nasıl bilirdiniz” sorusu kaldı bize!
Sorun sadece kamusal görevlerini hakkıyla yerine getirmeyenler değil!
Sorunun büyüğü; bu duruma hizmet eden ve normalleştiren yancı, yandaş, yardakçı, yalaka ve taraftar gibi sıfatlarla ifade edilebilecek olanlarla, sorunlara ve oldubittilere tepkisiz kalan büyük yığın da aynı zaman da..
“Benim abim var ya; öyledir, böyledir, şöyledir. Kendisi tüm meziyetlerinin yanı sıra mazeret üretmekte de en yeteneklidir.”
Bu ve buna benzer cümlelere sesiz kalanlar; bizleri her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe mağdur bırakırlar.
Bu tipler ve toplumların gösterdikleri davranışlar insanlığın görünmez prangasıdır. Bizleri öğrenilmiş çaresizlik alanına çeker, orada da teker teker imha eder.
Sözün özü; sorgulamaya devam…
***
Yaşadığımız ayın ilk günlerinde yerel gündeme Bodrum Belediyesi’nin işgal harçlarına %50 indirim yaptığı müjdesi düştü.
Genç ve tecrübesiz başkan Tamer Mandalinci’nin önce işgal harcı fiyatlarına bindirdiği sonra da indirmiş gibi yaptığı o operasyon..
Konuyu biraz açalım..
Bilindiği gibi belediye gelirleri 2464 sayılı kanunda belirlendiği üzere;
- a) Vergi, resim, harç ve katılma payları.
- b) Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan pay.
- c) Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacak ödemeler
Yazımızın konusu dahilinde olan bölüm (a) şıkkı yani; vergi, resim, harç ve katılma payları. ..
Bu gelir kalemi de; İşgal, imar, ilan-reklam, eğlence, çevre ve Pazar günleri çalışma gibi gelir kalemlerini içerir.
Yine Anayasa’nın 73. maddesi der ki; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.”
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda da; Belediyelerin vergi, harç ve harcamalara katılma paylarının yanı sıra diğer bir gelir kaynağı da yaptıkları bir takım işler ve hizmetler karşılığında aldıkları ücretlerden oluşmaktadır.
Kanunun 97’nci maddesinde belediyelerin, bu kanunda harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkili oldukları belirtilmiştir.
Diğer taraftan; Belediye Gelirleri Kanunu’na istinaden 2013 yılında çıkartılan tebliğde, “işgal harcı” üst sınırının metrekare fiyatının en fazla 2,5 TL olabileceği ve bu sınırı aşamayacağı net bir şekilde ifade edilmiştir.
Gelelim zurnanın zırt dediği yere…
Bodrum Belediye Başkanı ve meclisi 2025 yılı dahilinde, üst sınırı 2,5 TL olarak belirlenen “işgal harcı” yerine “işgal ücreti” tarifesi hazırlamış ve uygulamıştır.
Bodrum Belediyesi’nin yaptığı bu ücretlendirme yasalara aykırı olmakla birlikte belediye aleyhine ağır hukuki sonuçlar doğuracak niteliktedir.
Hal böyleyken konunun muhatabı olan esnafa % 400-500’e varan oranlarda önce zam yapıp, itirazlara ve eleştirilerin şiddetine göre de % 50 indirim yaptık demek kamusal hiledir.
Bunu bir esnafa tebliğ edilen gerçek rakamlar üzerinden örneklersek durum aynen şöyledir;
Yasaya uygun işgal harcı : 61 Bin TL
B.B.’nin işgal ücret tarifesi : 427 Bin TL
B.B.’nin %50 indirimi : 213 Bin 500 TL
Kamusal hile geliri : 152 Bin 500 TL
Yasalara aykırı bir şekilde uygulaması devam eden ve içinde suç unsurları barındıran bu durumun acilen ortadan kaldırılması, kamunun menfaati kadar genç ve tecrübesiz başkanın da menfaatinedir.
Yoksa konunun mağdurları tarafından açılacak olası davaların maliyeti, zaten batakta olan Bodrum Belediyesi’nin sırtına yeni bir yük daha bindirecektir.
Esnafı başka bir yerinden yakalarım ve dava açılmasına engel olurum düşüncesiyle yapılan veya yapılacak olası ayarların, esnafın STK dayanışmalarıyla aşılabileceğini de söyleyebilmek Bodrum’da pek de mümkün değil!
Neden mi?
Orada da Ortaipolis vesayetinin; STK’lar üzerinden oluşturduğu saadet zincirinin devreye girme durumu hepimizin malumu..
Bu konuyu yeri geldikçe “Bodrum Kahramanlarını Arıyor!” başlıklı yazılarımla değerlendirmeye devam edeceğim.
Merak eden için “Bodrum Kahramanlarını Arıyor! (1)’in linki aşağıda..
https://arenahaber.com.tr/bodrum-kahramanlarini-ariyor-1/
Neyse ki basında hala aklı, vicdanı, ruhu hür kalemler var.. Onlar da bu harami kafasına yeter de artar zaten…
