AK Parti Muğla Teşkilatı özelinde bazen tenhada bazen de meydanda devam eden güç savaşlarının son örneği, Bodrum İlçe Başkalığı Danışma Toplantısında bir kez daha görünür oldu.
Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen toplantının olan biteni; partiye yakın kimliklerin yaptığı değerlendirmelerle birlikte fısıltı sayfalarında yer bularak, siyaset gündemini meşgul ediyor birkaç gündür.
Yaşanan durumun bir iç rekabet meselesi olmasının yanı sıra, ilçe başkanı tercihini kullanana yapılan muhalefetten kaynaklandığını da öğrenmiş olduk hep beraber..
Yazmak için biraz bekledim; olası manipülasyonlardan korunmak, eksik, hatalı ve maksadı aşan bir değerlendirme yapmamak düşüncesiyle..
Aydın Ayaydın’ı Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak atamasıyla Muğla da başlayan güç savaşları, artık yazılı-sözlü tartışma ve ayar verme düzeyini aşarak, partililerin birbirlerine fiziksel temasta bulunacak hale evrildi maalesef..
Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi toplantı salonunda gerçekleşen Bodrum İlçe Danışma Toplantısında başlayan sözlü tartışmalar, sokağa taşarak içinde itiş kakışmayı da barındıran sözlü bir kavgayla devam etti.
Şimdi bu yazdıklarım için ne var bunda dediğinizi, siyasette böyle tartışmalar olur değerlendirmenizi duyar gibiyim.
Ayrıca da değerlendirmenize katılıyorum. Siyasetin içerisinde demokratik mücadelelerde olur böyle tartışmalar.. Olur da AK Parti’de olmaz.
Neden mi?
AK Parti’de siyasi konum tercihleri; sürecin hangi basamağında olursa olsun, kişilerin iradeleriyle gerçekleştirilir.
Son sözü; Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan yada yetkisini devrettiği kimlik söyler. Bu gerçeği siyasi konumlara atanan herkes bilir ve iliklerine kadar da hisseder. Hem gelirken hem de giderken..
Peki! Bodrum özelinde yaşanan sorun ne ola ki diye sorarsanız, pişmanlık derim..
Neyin pişmanlığı derseniz! Aydın Ayaydın’ın Bodrum İlçe Başkanı tercihinde verdiği kararın pişmanlığı..
***
Şimdi 18 ay geriye dönelim. 7 Ocak 2024 günü Genel Başkan Erdoğan’ın Aydın Ayaydın‘ı Muğla belediye başkan adayı olarak belirlemesi sonrasında, AK Parti’nin büyükşehir oylarında yaşadığı artışla birlikte (2019: %28,4 / 2024: %32,7 / Fark: + %4,3) Muğla’da yeni bir dönem başlamıştı.
Bildiğiniz üzere AK Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete ile Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Aydın Ayaydın arasında yaşanan siyasi alan kontrol etme mücadelesi, Genel Başkan Erdoğan’ın Muğla’da erkini Ayaydın’a devretmesiyle birlikte son bulmuştu.
Değerlendirmeye katkı sağlaması nedeniyle eski Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı‘nın 2019 seçimlerinde %26,2‘yi bulan oyunun, 2024 yılında tüm partilere dağıldığı notunu da buraya bırakıyorum.
Devam edelim..
2024-25 yıllarını kapsayan yeni dönemi; dar bir bakış açısıyla Ayaydın dönemi olarak ifade edilse de, daha geniş açıdan bakıldığında önceki dönemlerden AK Parti Muğla siyasetinde kırgın, kızgın ve kenara çekilmiş olanların yenilerle birlikte oyuna dahil olduğu bir dönem olarak da ifade edilebilir.
Başka bir deyişle; Partinin son 8 yılına damgasını vuran eski il başkanı ve şimdiki Muğla milletvekili Kadem Mete‘nin kırdıkları, döktükleri ve dağıttıklarının Aydın Ayaydın‘ın ekibi haline dönüşmesi durumunun, zorlama bir değerlendirme olmadığı düşüncesindeyim.
Yani yukarıda genel hatlarıyla ayrıntıya girmeden yaptığım durum tespiti için; Ayaydın’ın hiçbir emeği olmadığı ekibinden yaptığı tercihlerde, yaşadığı nahoş durumlardan daha birisi denilebilir.
Bütün bu olan bitene AK Parti Teşkilatını yakından takip eden bir gazeteci olarak şaşırmadığımı ifade ederken, gerçekten şaşırılması gereken başka bir duruma dikkat çekmek istiyorum.
İlçe danışma toplantısının Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi toplantı salonunda yapıldığını yukarıda belirtmiştim. Bildiğiniz üzere DTO Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı da Orhan Dinç‘tir.
Orhan Dinç’i tanıyanlar AK Parti ile yakınlığını da bilir. Özellikle Dinç’in Bodrum DTO Şubesi’ne başkan olduktan sonra AK Parti‘nin; bakanları, milletvekilleri, Ankara düzeyinde genel müdürlükleri, valiler, kaymakamlar ile yereldeki il ve ilçe müdürlükleriyle çok yakın ilişkiler inşa etmiş olduğu da bilinen başka bir gerçektir.
Hatta 2010-2020 yılları içerisinde adının AK Parti il ve ilçe başkanlıklarında anıldığını da hatırlayan partililer de olacaktır.
Yaptığım bu kısa hatırlatma ve bilgilendirmeler aşağıda soracağım soruların anlamına katkı sağlamak için oldu..
Gelelim sorulara..
- AK Parti ile bu kadar yakın olan Orhan Dinç’in başkanlığını yaptığı DTO Bodrum’un kameralarının kaydına giren, AK Parti Bodrum İlçe Danışma toplantısında yaşanan ve sokağa taşan gerginliğin görüntüleri, basına neden servis edildi?
- Görüntülerin basına servis edilme iznini veya talimatını Bodrum DTO’da kim verdi?
- Basına servis edilen görüntü kaydıyla, Aydın Ayaydın’ın son dönemde Bodrum üzerinde oluşturduğu özgül ağırlığa zarar vermek mi, yoksa AK Parti’nin kurumsal kimliği mi hedeflendi?
- Ortaipolis Derebeyliği‘nin yarattığı vesayet ortamında dengeleri bozacak başka bir güce tahammülü olmadığı malumumuz. Yapılan servisin amacı, kısa-orta vadede bozulacak dengelerin önünü almak mı?
- Görüntülerin servisinin arkasında, siyasi kimliklere ve tercihlere hizmet eden bir düşünce mi var?
Ezcümle; servis edilen Bodrum DTO kamera görüntüleri neye ve kime hizmet etti?
Bunlar ne biçim sorular diyenlere hak vererek kendime de şu cümleleri söyleyerek sonlandırayım yazımı..
Kim uyduruyor öyle Bodrum’un önde gelen bu STK’sının Ortaipolis Derebeyliği‘ne hizmet ettiği düşüncesini..
Bu önemli STK’yı yönetenlerin hepsi karakter sahibi meslek erbaplarıdır. Asla hizmet ettikleri üyeler ve kamusal fayda yaratmak dışında hiç kimseye veya aileye kulluk etmezler. Hepsi namusları ve şerefleri için yaşarlar. Gel deyince gelmezler, yat deyince yatmazlar. Hele ki öyle onlara birisi emir versin! Mümkün mü!
Yazıklarım olsun yazar sana..