Türkiye, son yılların en sert ve baskıcı siyasal ikliminden geçiyor.
Milletvekillerinin tutuklandığı, belediye başkanlarının görevden alındığı, hukukun siyasallaştığı, muhalefetin kriminalize edildiği bir süreçteyiz. Devletin tüm gücünü tek elde toplayan otoriter yapı, muhalefeti nefessiz bırakmaya çalışıyor.
İşte CHP, tam da böyle bir dönemde tarihsel sorumluluğunu yerine getirerek kurultayını gerçekleştirdi.
Bu kurultay yalnızca delegelerin bir salon toplantısı değil; Türkiye’de demokrasinin geleceğine ilişkin güçlü bir mesajdır.
Zorlu Koşullarda Tamamlanan Tarihsel Bir Kurultay
CHP, bütün baskılara, bütün engellemelere, bütün psikolojik kuşatmalara rağmen hem kendini yeniledi hem de Türkiye’de demokrasi mücadelesinin öncüsü olma iddiasını tazeledi.
Genel Başkan, Parti Meclisi, Yüksek Disiplin Kurulu ve diğer tüm kurultay organları toplumun beklentilerini gözeten bir iradeyle belirlendi.
Bu sonuç, halkın sesinin örgüte, örgütün sesinin ise Türkiye’nin geleceğine yansımasıdır.
CHP, Türkiye’nin İhtiyaç Duyduğu Demokratik Güçtür
Ülkemizin bugün ihtiyacı olan siyasi akıl;
özgürlükleri savunan,
laikliği koruyan,
hukuku yeniden ayağa kaldıran,
otoriterliğe karşı durağan değil direngen,
toplumsal eşitliği, bağımsızlığı ve refahı önceleyen
bir anlayıştır.
CHP kurultayı, bu anlayışı güçlendiren bir dönemeç olmuştur.
Fikir Kulübü toplantılarında da sıkça altını çizdiğimiz gerçek şudur:
Türkiye’nin yaşadığı sorun kişisel değil, sistemsel bir krizdir.
Bu krizin çözümü ise, güçlü bir demokrasi cephesinin inşasından geçer.
CHP bu cephede omuz omuza duran en köklü ve en kararlı güçtür.
Özgür Özel ile Yeni Bir Mücadele Dönemi
Genel Başkan Özgür Özel’in liderliğinde CHP, iktidarın baskı siyasetini boşa çıkarmaya, toplumsal muhalefetin enerjisini büyütmeye, adaleti yeniden topluma taşımaya hazırlanıyor.
Bu dönem; kavga etmek için değil, hesap sormak için,
kapıları kapatmak için değil, milletle kucaklaşmak için,
geçmişe takılı kalmak için değil, demokratik bir geleceği kurmak için başlıyor.
Kurultay, CHP’nin yalnızca kendi örgütünü değil, Türkiye’nin kaderini de yakından ilgilendiren bir yenilenme adımıdır.
Bu adımın ülkeye umut, cesaret ve mücadele ruhu getireceğine inanıyorum.
Türkiye’nin önünde zor ama aydınlık bir yol var.
Bu yolun pusulası ise bellidir:
Demokrasi, adalet ve özgürlük.
Ve CHP, bu pusulanın taşıyıcısı olmaya devam edecektir.
